“Oruç tutarak zayıflayın”
Bazı internet siteleri bu mübarek Ramazan Ayı’nda çağdaş Müslümana sürekli müjde veriyor; “Oruç tutarken zayıflayabilirsiniz” diye.
Okura, ‘nasılsa oruç tutacaksınız, o zaman bunu bir fırsat bilip istediğiniz beden ölçülerine neden kavuşmayasınız’ tarzı çeşitli tavsiyelerde bulunuyorlar.
Bu tür haber adı altında yol göstermelerin doğru olmadığına inanıyorum. Bununla aşırı kilolardan kurtulmanın gerektiğine inanmadığım yahut sağlıklı yaşamak için olması gereken beden ölçülerine sahip olunmasına itirazım olduğu anlaşılmasın. Tam aksine bunu ben de her aklı başında insan gibi savunurum.
Ama benim itirazım, oruç ibâdetiyle zayıflamak için uygulanan diyet programları arasında bir bağ kurulmasına. Sadece Allah için yapılması gerekli olan ibâdeti şuuraltımıza yer etmiş dünyevî beklentilerle aynı çizgide buluşturmaya.
Çünkü niyette meydana gelecek bir kayma oruç ibâdetini ibâdet olmaktan çıkarıp bir diyet egzersizine dönüştürebilir. Kulluğunu ciddiye alan hiçkimse bu yüzden “kalbin maksadı” anlamına gelen niyet konusunu hafife alamaz, almamalı.
Meşhur niyet hadisinde Efendimiz (sas) şöyle uyarmıştır: “Ameller niyetlere göredir. Herkesin niyet ettiği ne ise karşılığı da o olacaktır.” Sahihi Buhârî’nin ilk hadistir bu.
İslâm ilim semâsının yıldızlarından Ebu’l Ferac El Cevzî (ö. 597 h) muhallad eseri “Telbisu İblis” (İblis’in Giydirmesi) isimli eserinde şeytanın bilgi ve tecrübede, sosyal statü ve makamda farklı konumlarda olan Müslümanlara nasıl giydirdiğini lâyıkıyla izah eder.
Şeytan zekidir, insanı ve bahusus mü’mini iğva etmek üzere türlü türlü yollar dener. Farklı özelliklere hâiz mü’minlere, farklı zaaf pencerelerinden seslenir. Bunu yaparken ilim ehline farklı vesvese verir, câhile farklı. Âbide farklı vesvese verir, zâlime farklı. Erkeğe farklı vesvese verir, kadına farklı. Meselâ ilim ehline ilmiyle, âbide ibâdetiyle tuzak kurar.
Çünkü insanların zaafları farklıdır. Kimisinin makama, kimisinin şöhrete, kimisinin kadın veya erkeğe, kimisinin iktidara, kimisinin ise bedensel estetik imaja...
‘Oruç tutun zayıflayın’ türü yol göstermeler aslında çağdaş Müslümanın bir zaafını hedefler. Çağdat estetik kurgunun gücü anlaşılırsa ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.
Çağdaş insanın en büyük zaaflarından birisi modern modacıların belirlediği beden ölçülerine sahip olma arzusudur. Özellikle de hanımlar. Modern insan bu ölçülere nassa inanır gibi inanır. Bu ölçülere sahip olanlara da derinden imrenir.
Bu ölçülere sahip olanlar formlarını korumaya, olmayanlar da buna ulaşmaya niyetlidirler. Dünya ölçeğinde bu sektöre inanılmaz servetler harcanmaktadır. “Oruç tutarak zayıflayın” tavsiyesi de gücünü çağdaş insanın bu zaafından alıyor işte.
Ancak buradaki sorun ıskalanamaz. Zayıflamak niyeti Ramazan Ayı’nda tutulan oruç ibâdeti niyetiyle beraber kalbe nüfuz ederse, niyetler arasında bir denklik yahut zayıflama niyeti diğerinin önüne geçerse, mazallah tutulan oruç aç kalmaktan başka bir işe yaramaz.
Bir oruçlunun ibâdetini mutlaka koruması gerekir. Bu yüzden ibâdet niyetini hâlis tutmak, ona şirk koşmamak gerekir. “Ameller niyetlere göredir” hükmü de bunu vaz’eder.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.