Utandıran haber
“Karayılan yakalandı” haberleri ile ülkece heyecanlandık.
“Hükümet sonunda düğmeye bastı, sessiz sedasız temizliğe başladı” yorumları bile yapıyorduk ki…
Heyecanımız kısa sürdü.
Anlaşıldı ki, Türk yetkililer de ajansların geçtiği kadar bilgi sahibiydi operasyondan.
Haberlerin kaynağı İran’dı ve doğru olup olmadığı da net değildi.
İran’lı yetkililerden gelmişti “Karayılan yakalandı” haberlerine kaynak teşkil eden açıklamalar.
Muamma da olsa…
Bu kez de “Helal olsun İran’a” diye düşündük:
“Türkiye’nin yapamadığını İran yaptı” diye ekledik.
İki gün geçti, “Karayılan yakalandı” muamması sürüyor.
Ama şurası kesin ki, terör örgütü(PEJAK) yöneticilerinden biri yakalandı.
Yakalayan da İran.
(İran'lı yetkililerin kastı muhtemelen PEJAK'ın 2 numarasıydı, ancak bizim TRT muhabirleri bunu PKK'nın 2 numarası olarak anladı. Şu da var: Bu iddialar doğru olsun olmasın; abartılı olsun olmasın; altında bir tezgah bulunsun bulunmasın Türkiye olarak bizi utandırdığını düşünüyorum.)
Türkiye ise olup bitenleri, gelişmeleri İran’lı yetkililerin açıklamalarından takip ediyor.
Malum, İran bir süredir PKK’nın bu ülkedeki kolu olan PEJAK’a karşı büyük bir sınır ötesi operasyon gerçekleştiriyor.
İran Ordusu sınırı geçerek Kandil’e girmiş durumda.
Kandil, PEJAK’ın da sığınağı.
Kandil Dağı içinde yer alan Çoman bölgesindeki PKK-PEJAK hedefleri sınırdaki İran topçuları tarafından yoğun bombalanırken, bir grup İran askeri de Kanireş bölesinden sınırı geçerek Kuzey Irak topraklarına girmiş durumda.
Kandil bir süredir İran bombardımanı altında.
Çok sayıda terörist etkisiz hale getirildi İran askerleri tarafından.
Kayıp da verdi İran.
Bir helikopteri düştü operasyonda örneğin.
PKK-PEJAK-BDP-DTK İran’ın bu operasyonundan fazlasıyla rahatsız.
“Size ne oluyor” der gibiler.
Şaşkınlar.
Çünkü PEJAK’ın İran’da estirdiği terör, PKK’nın Türkiye’de sergilediği terörün binde biri.
“Türkiye bile yapamıyorsa, İran nasıl yapacak” rahatlığı…
Yani İran’dan beklemedikleri bir atak bu.
Şaşkınlıkları bu yüzden.
İran operasyonları karşısında Türkiye’deki terör yandaşları bas bas bağırıyor, “İran Ordusu Kandil bölgesinde sivilleri öldürüyor” diye.
Kandil ve sivil! (Ne de güzel uyuşuyor öyle değil mi?)
Onlar bağıradursun İran PKK’yı, PEJAK’ı daha çok şaşırtacağa benziyor.
Yazımızın başına dönecek olursak;
“Karayılan yakalandı” haberleri karşısındaki heyecanımızın nedeni ne?
Kaynağın İran olduğunu öğrendiğimizde bu heyecanımız neden ümitsizliğe dönüştü?
Asıl konu bu olsa gerek.
Bakın, dün de 3 şehit verdik.
Uzun namlulu silahlarla askerlerimize ateş açtılar.
Hemen öncesinde teröristler 2 sivili katletti, 2 vatandaşı daha kaçırdı.
Adamlar Şırnak’ta, Hakkari’de yol kesip sözde kimlik kontrolü yapıyorlar.
BDP-DTK “özerklik provokasyonu”nu tam gaz sürdürüyor.
Özerlik ilanı şölenleri Güneydoğu illerinde istedikleri sonucu vermemiş olmalı ki, Batı illerine yöneldiler.
Örgütün sivil güçleri tarafından sergilenen ve gerilim katsayısını her geçen gün artıran pervasızlık Anadolu insanını patlama noktasına getirdi.
Pervasızlık da şehit sayısı da artarak sürüyor.
Yeni Akit Ankara Temsilcisi Yener Dönmez’in köşesinden aktardığı ve geçtiğimiz haftaya damga vuran kulis bilgilerini hatırlayın.
Güneydoğu illerinde terör örgütü ayaklanma hazırlığı yapıyor.
Yandaşlarına silah dağıtıyor vesaire…
Katlanılması zor bir nokta.
Devletten, Hükümetten bu gidişe bir dur demesi bekleniyor.
“Kendi kanlarında boğulacaklar” gibi açıklamalardan öteye gitmeyen tepki, Anadolu insanını kesmiyor artık.
Heyecanın üzüntüye dönüşmesinin nedeni bu beklenti.
“Karayılan yakalandı” haberinin kaynağının İran olduğunu öğrendiğimizde utanmamızın sebebi bu.
Halkta bu hissiyat hakimken, Hükümette derin bir sessizlik hakim.
Bu sessizlik önceleri “uyumsuz asker” gerekçesiyle geçiştirilebiliyordu.
“AK Parti PKK terörünü de bitirecek, henüz koşullar müsait değil” görüşüne hak verilebiliyordu.
Ama artık, bunlar geride kaldı.
Son YAŞ toplantısında TSK’nın üst kademesi Hükümetin istediği şekilde oluştu.
Poliste zaten sivile uyum problemi yok.
Hükümet bu sessizliğini artık bozmalı.
Bu gidişe dur denilmeli.
Yurt içinden-yurt dışından bedeli olacaksa ki olur, bu kamuoyuyla paylaşılarak…
İran’la işbirliği yapılabilir örneğin.
Kandil’e eşzamanlı operasyon düzenlenebilir.
Veya asker olur, polis olur özel bir ekip oluşturularak, Kuzey Irak’a, Kandil’e nokta atışına gönderilebilir.
Terörün kaynağının orası olduğunu bilmeyen yok.
İçerdekilerle mücadele bir yere kadar.
Yeter ki istenilsin.
Yeter ki gözümüzü karartalım.
Olmayacak şey değil.
Aksi halde bugünden sonra bunu Anadolu insanına anlatmak zor.
Haftaya görüşmek dileğiyle, hoşçakalın.