Hayatları söndürür, Kandil’i söndürmez!
- Lütfü Bey; ABD Türkiye’nin Kuzey Irak’taki PKK karargâhı Kandil’e yönelik kara harekatını engellerken, Türk Ordusu’nun Suriye’ye girmesini ve Suriye halkını diktatörün elinden kurtarmasını istiyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? - ABD dünya halklarının hayatını söndürür, ama PKK’nın Kandil’ini söndürmez! ABD gibi bir müttefiki, dostu varken Türkiye’ye başka düşman gerekmez! Ne yazık ki Türkiye hâlâ gerçek düşmanının kim olduğunu görmez. Görmedikçe de PKK sorunu gibi hayati sorunlarını çözemez. Şimdilik bunu belirtmekle yetinelim ve Suriye konusuna gelelim. Suriye’deki yerel diktatörlük; ABD’ninki ise genel diktatörlük! ABD dünyanın diktatörü değil mi? Suriye’deki diktatör kendi halkına karşı zalim de ABD dünya halklarına karşı zalimin de zalimi değil mi? Dünya halkları ABD’nin her türlü zulmünü görmedi mi? Kızılderililerden kara derililere, sarı derililere kadar, Japonlardan Vietnamlılara, Afganistanlılara kadar ABD halkların hayatını söndürmedi mi? Son olarak da “Irak halkını diktatörden kurtaracağız; oraya demokrasi, özgürlük götüreceğiz” diyerek milyonlarca Iraklının hayatını söndürmedi mi? Şimdi ABD’nin “Suriye halkını diktatörün elinden kurtaralım; oraya demokrasi, özgürlük götürelim” demesi de Suriye halkının hayatını söndürmek için değil mi? Üstelik şimdi bu işi kendi ordusuna değil Türk Ordusu’na yaptırmak istiyor. Böylelikle de Müslümanı Müslümana kırdırmak istiyor. Türk Ordusu’nun Suriye’ye girmesi ne demektir? Türkiye’nin İran’la da savaşa girmesi demektir. Türkiye’nin İsrail’in korkulu rüyası Hizbullah’la da savaşa girmesi demektir. Kısacası, Müslümanın Müslümanı kıracağı bir savaşa yol açması demektir. Peki bundan kim kârlı çıkar? Başta ABD ile İsrail kârlı çıkar. Peki bundan kim zararlı çıkar? Müslüman dünyası zararlı çıkar. En başta da Türkiye zararlı çıkar. Tarih, Türkiye’nin Müslümanın Müslümanı kırdığı savaşı başlattığını yazar. Kaldı ki Türk Ordusu’nun Suriye’de ne işi var? Bakın ABD gibi dünyanın en güçlü ordusu Irak’ta, Afganistan’da saplandığı bataklıktan kurtulmaya çalışıyor. Hal böyleyken şimdi Türk Ordusu Suriye bataklığına saplansın isteniyor. Türkiye böyle bir ölümcül hatayı yapmasın. Ama Türkiye, Suriye halkına da başka halklara da kendilerine zulmeden diktatörlerden kurtulmaları için, diplomatik destek başta olmak üzere, gereken yardımı yapsın. Yeter ki ABD istedi diye Türkiye kendini ateşe atmasın. “CUMHURİYET’İ KORUYORUM” DEYİP KAPİTALİZMİ KORUYOR! - CHP orduya “Cumhuriyet’i kollama, koruma görevi” veren TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin kaldırılmasından yana olduğunu açıkladı. CHP’nin bu yeni tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz? - Demokrasimizin geleceği açısından son derece değerli bir tavır olarak değerlendiriyorum. Askeri darbelerin yasal kılıfı olan bu maddenin kaldırılması için CHP’nin vereceği desteği önemsiyorum. Daha da önemlisi, 35. maddeyle orduya verilen “Cumhuriyet’i kollama, koruma görevi” aslında nedir; bunu saptamamız gerektiğini düşünüyorum. Bana göre “Cumhuriyet’i kollama, koruma görevi” dedikleri, aslında kapitalizmi kollama, koruma görevidir! ABD’nin başında bulunduğu kapitalist düzenin ve bu düzenin ülkemizdeki temsilcilerinin çıkarlarını kollama, koruma görevidir. “Cumhuriyet’i kollama, koruma görevi” adına yapılan darbeler, bunun için gerçekleştirilmiştir. Kapitalist düzen tehlikeye girdiği an ordu devreye girmiştir. Nitekim mesela 12 Mart darbesini gerçekleştiren generaller, “Toplumsal uyanış ekonomik gelişmenin önüne geçti” diyerek, kapitalist düzene karşı toplumda yükselen uyanışı, isyanı bastırmak için darbe yaptıklarını itiraf etmişlerdir. 12 Eylül darbesini gerçekleştiren generaller için ise, emperyalist, kapitalist düzenin babası ABD’nin “Bizim oğlanlar darbe yaptı” dediği bilinmektedir. Kısacası, “Cumhuriyet’i kollama, koruma görevi” adına hareket edenler, emperyalist, kapitalist sömürünün koruyup kollayıcısı haline gelmiştir. Darbelerin ardından emperyalist, kapitalist sömürü katmerleşmiştir. Darbe dönemleri ülkeyi emekçi halk için cehenneme, kapitalistler için ise cennete çevirmiştir. “Cumhuriyet’i kollama, koruma görevi” değildir bu; kapitalizmi kollama, koruma görevidir! Sırf bu nedenle bile orduya “Cumhuriyet’i kollama, koruma görevi” veren 35. madde kaldırılmalıdır. Ordunun görevi, sınırları koruyup kollamak olmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.