Birkaç gündür herkes bana “Metiner’in internete düşen ses kaydına ne diyorsun?” diye soruyor. Sanırsın yolsuzluğunu-usulsüzlüğünü buldular, yasak ilişkisini belgelediler Metiner’in. Bildiğin siyasi mülakat bu kardeşim. Bazı yerlerini kesip alakasız biçimde arka arkaya dizdikleri için abuk-subuk cümleler de çıksa içinden, 2000’ler Türkiyesi’nin “Kürt sorunu” tanımı ve buna getirilen öneriler doğrultusunda ortaya konmuş eleştiriler.. Hangi Kürt o yıllarda farklı bir demeç verirdi ki? Ayrıca açık söyleyelim, Milli Görüş geleneğinden ayrılan ekibin reform yapacağı yönündeki beklenti yüksekti şüphesiz. Ama böyle radikal açılımlar yapabileceklerini kim bilebilirdi ki?.. 2000’de biri çıksın da; “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 24 saat kesintisiz yayın yapan bir Kürtçe Tv açacak” desin.. Adama ya gülerlerdi ya da içeri tıkarlardı. Bugün geldiğimiz noktayı tek tek yazacak yerim yok.. ¥ Ama bazıları için kâfi değil bugün geldiğimiz nokta.. Bir dönem Ak Parti’nin önemli isimlerinden biri olan Dengir Mir Mehmet Fırat için mesela. O, bugünkü tablodan hoşnut olmadığını açıkladı geçenlerde Nazlı Ilıcak’a.. Başbakan’ı Almanya’daki Türklere farklı konuşup, buradaki Kürtlere farklı muamele yapmakla suçladı.. Hükümetin terörle mücadele politikalarıyla Kürt sorununa yönelik politikaları birbirinden ayıramadığı yönünde sert eleştirilerde bulundu. Başbakan’ın buyurgan bir tavır içinde olduğunu iddia etti.. Dahası, günümüzde Kürt kimliğini inkârın kalktığını ancak asimilasyon çabalarının sürdüğünü söyledi. Bu sözler eski sözler değil. Bir haftalık daha.. Ne ilginç değil mi? Fırat bu açıklamaları yaptıktan birkaç gün sonra Metiner’in naftalinli sözleri servis edildi. Bağışlayın beni, biraz “kıllandım” ben bu durumdan. Ve sırf kıllandığım için de can dostum Metiner’i arayıp bir şey sormadım. Çünkü sorsam eminim “ağabey” dediği Dengir Fırat hakkında olumsuz bir yazı yazmamı istemezdi. Ama bu işe yaramaz burnum, çürük yumurtayı ayırt etmez tazesinden fakat haberi kilometrelerce öteden koklar.. ¥ Eğri oturalım, doğru konuşalım.. Başbakan’ın ağalık, şeyhlik, beylik, Mir’lik dönemine son verdiği 12 Haziran’da, Reşvan Aşireti’nin siyasetteki ayağı da kesilmiş oldu.. Reşvan aşiretinin Kahta’daki Zürevkan kolunun lideri Hacı Bedir Fırat, ilk mecliste Malatya milletvekiliydi. Oğlu Hüseyin Fehmi Fırat üç dönem DP’li oldu. Diğer oğlundan olan torunu Dengir Mir Mehmet Fırat’ı da biliyorsunuz. Dahası Hacı Bedir’in kızı Bedriye Turanlı’nın büyük oğlu Sırrı Turanlı da eski milletvekilidir. Küçük oğlu Ali Avni Turanlı da senatördü. Hatta bir ara o da Ak Partili oldu sonra istifa etti. Anlayacağınız, Cumhuriyet tarihinden bu yana ilk kez, Hacı Bedir’in sülalesi Ankara’da yok.. E bu durum yeteri kadar travmatik değil mi? Açık söyleyeyim, ben bugüne de bakmam. Kampanya dönemine bakarım.. Bizzat gittim Adıyaman’a seçim döneminde. Köy köy dolaştım. Şimdi bir tane delikanlı Adıyamanlı arıyorum, seçim döneminde Dengir Fırat’ın gelip kendilerine “Ak Parti’ye oy verin” dediğini söyleyecek. Bulamazsınız.. Bu tertibin arkasında Dengir Bey vardır anlamında yazmadım bu yazıyı. Ama Adıyaman’daki siyasi nüfuz dengesinin değiştiğini söylememiz lazım. Bugün Fırat’ın BDP’ye destek verdiğini söyleyenlerin sayısı az değil. Not olarak düşelim.. ¥ Dengir Bey açıklama yapmadı. (ya da en azından ben bu yazıyı yazana kadar yapmamıştı) şimdi benim yazıma açıklama göndermek isteyebilir. Beni bırakın Dengir Bey, siz, sizi kardeşiniz gibi seven Metiner’e komplo kuranların açığa çıkarılması gerektiği yönündeki iradenizi beyan edin. Metiner’e seçim döneminde sahip çıkmadınız, bari şimdi yalnız bırakmayın. Kalın sağlıcakla.