Ben de yaptım
Evet bu bir itiraftır. Ben de reyting haberciliği yaptığım kanallarda cinayet, ölümlü trafik kazaları ve özellikle şehit cenazelerinden öyküler çıkardım. Ölenlerin yakınlarının verdiği iki satır bilgiyle; “15 gün sonra baba olacaktı”, “daha iki buçuk aylık evliydi” gibi başlıklar attım. Ağır müzikler eşliğinde görüntüyü yavaşlatarak izleyici ağlatan klipler hazırladım. Şehit askerin kızının üniformayla selam verirkenki görüntüsünün üzerinde “neyli-bendirli müzikler” çaldım. En hisli kim ağlıyorsa aynı haberde onu tekrar tekrar verdim. “Anne güçlükle ayakta durmaya çalışıyordu”, “baba metanetini korudu” gibi klişelerle rasyonel zekaya değil, doğrudan kalbe hitap eden bültenler yazdım. Yaptım bunu. Yaptık. Reyting belası haber bültenlerinin tepesinde “Demokles’in Kılıcı” gibi sallanmaya devam ettiği müddetçe yapmaya da devam edecek haberciler.
•
RTÜK Üyesi Esat Çıplak, terör haberlerinin veriliş tarzını eleştiriyor. Çıplak’a göre özellikle şehit verdiğimiz saldırıları, terör örgütü, propaganda aracı olarak kullanıyor. % 100 katılıyorum. Terör örgütleri neden vurur ki? Sen bilmezsen vurduğunu, ben bilmezsem, vurmasının ne anlamı kalır ki? Şöyle ağız dolusu lanetlenecek ki örgüt, eylemi başarıya ulaşsın. Esat Çıplak, bu haberlerde BBC’nin model alınması gerektiği kanaatinde. BBC, habercilik açısından ele alındığında “renksiz/kokusuz” haber veren kurum olarak anılır. Yani onlara göre, “ölüm”, “yaşamın yitirilmesi” ya da “hayatın kaybedilmesi” değildir. Bildiğin “ölüm”dür. Dolayısıyla, Çıplak’a göre şehit haberleri; müziksiz, görüntüsüz sadece istatistikî bilgi ile duyurulmalı...
Katıldığım ve katılmadığım noktalar var.
•
Öncelikle sadece şehit haberlerinin değil, şehit cenazelerinin de kontrol altına alınmasında büyük yarar görüyorum. Geçmiş dönemlerde şehit cenazelerini, özellikle bazı siyasi partilerin miting alanı gibi kullanmasına göz yumulmuştu. Sorduğunuz zaman herkes sivildi ama sloganlar atılmaya başlandığında işin rengi değişiyordu bir anda. Şüphesiz ki vatanı uğruna can veren bu vatan evladını son yolculuğuna uğurlamaya gelmiş birine; “neden geldin?” denmez.. Cenaze namazını kılıp, tekbirlerle sonsuzluğa uğurlamak istiyorsa vatandaşlar bunu yapsınlar. Amma organize olmuş kalabalıkların, cenazeyi istismar etmesine de izin vermemek adına ne yapılacaksa yapılmalı.
•
Gelelim işin tv haberciliği boyutuna.. Burada Esat Çıplak’ı destekliyorum. Haberde kullanılan ana malzeme, haber metni ve güncel görüntünün dışına çıkmamalı. Bu işin tv’de reyting yarışının malzemesi yapılmamasını ancak bu kıstaslarla sağlayabilirsiniz. Bir kategori belirlersiniz ve cinayet, ölümlü trafik kazası, terör saldırısı gibi haberlerde kullanılacak görüntüyü sınırlarsınız. Haber dilini de durum tespiti düzeyine çekersiniz. “Kurulan hain pusuda, alçakça bir terör saldırısına kurban verdiğimiz...” değil de, “Şu gün, şu saatte düzenlenen terör saldırısında, şu kadar kişi öldü” dersiniz.. Fakat hemen fark ettiğiniz gibi BBC ile bizim televizyonculuğumuzun örtüşmeyen bazı noktaları var. Çünkü bizim ulusal yayıncılığımızda ulusal değerlerimiz de önem taşıyor. Örneğin biz ölen askerlerimizin, (trafik kazasında bile ölseler, merdivenden düşüp bile ölseler) şehit olduğuna inanırız. Ve o askerlerimizi şehit eden aşağılık heriflerin de “terörist” olduğuna.. Şimdi bu gerçekler öylece duruyorken, biz “TC askeri güçleri ile PKK gerillası arasındaki çatışmada her iki taraftan toplam 20 kişi öldü” diye nasıl haber yapabiliriz ki? RTÜK’ün, bu haberlerle PKK’nın propagandasının yapıldığı yönündeki eleştirilerine katılıyorum. Ama haberi verirkenki editoryal tutum ile ilgili çok çalışmak gerektiğini de görüyorum.
Kalın sağlıcakla.