Terör örgütünün kökünü kazımak için sınır ötesine kara harekâtı yapılıp yapılmayacağı merak ediliyor ve gazeteciler karşılarına dikildikleri yetkili isimlere mikrofonu uzatıp bu konuyu soruyorlar.

Hiç biri kesin bir tarih vermiyor.

Açıklama yapan bakanların "genel hatlarla" konuşmaya özen gösterdiği aşikâr.

Her an olabilir diyor biri; bugün de gelecek sene de...

Bir diğeri şu açıklamayı yapıyor:

"Ne zaman gerekli görülürse, o zaman harekât yapılır."

Bir başka bakan ise hali hazırda hükümetin kara harekâtı kararı olmadığını bildiriyor.

*

Açıkça görülüyor ki kimse "Şu gün, şu saatte operasyon yapılacak" bilgisine sahip değil.

Ya da düşünülen herhangi bir tarih varsa bile, bunu ilan etme gibi bir durum yok.

Yapılan açıklamalardan bendeniz bu sonuca varıyorum.

Sadece şunu söylemek mümkün:

Terör örgütünü tamamen yok etme kararlılığı var.

Sınır ötesi kara harekâtı için hazırlık yapılmakta.

Hepsi bu kadar.

*

Muhtemelen siz de bundan öte bilgi edinmediniz bakanların açıklamalarından.

Ancak biri var ki her şeyi "açık ve net" şekilde çözmüş gibi.

Kemal Bey'den söz ediyorum.

Dinlemiş, anlamış...

Ve eleştiri yapıyor:

"Kara harekâtı davul zurnayla yapılmaz."

İyi de davul-zurna bu açıklamaların neresinde?

*

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in açıklaması tam olarak şu şekilde:

"Kara harekâtı, bugün yarın başlamış, başlıyor değil. Şartlara göre her an olabilir. Bugün olabilir, bir saat sonra da olabilir. Bunun tarihini verecek değiliz, vermiş de değiliz. Yapıldığı zaman fark edilir. Yapılır mı, yapılmaz mı o da değerlendirilir."

Bu sözlerin arasında davul var mı?

Yok.

Zurna?

O da yok.

Siz göremezsiniz, biz göremeyiz.

Ama Kemal Bey davulu da görüyor, zurnayı da.

Allah bilir, seslerini bile duyuyordur.

*

Fatih Sultan Mehmet, çıkılan seferin nereye olduğunu soran bir komutanına şu cevabı vermişti:

"Eğer, seferin nereye yapıldığını şu sakalımın bir teli sezecek olsaydı, bütün sakalımı keserdim."

Maksat açık...

Haber ulaşmasın, düşman hazırlık yapma fırsatı bulamasın.

Bir ihtimal, Kemal Bey buradan ilham almış eleştiriye girişirken.

*

Aradan beş yüz küsur sene geçmiş.

Savaşın şekli şemali defalarca değişmiş.

Bugünün şartlarında hedefin neresi olduğu gizli değil...

Terör örgütü de biliyor, komşu ülkeler de komşu olmayan ülkeler de biliyor, biz de biliyoruz.

Hatta Kemal Bey bile hedefin Kandil'deki terör kampları olduğundan haberdar.

Yalnızca zamanı gizli tutulmakta...

Belki siz bu satırları okurken başlamış olur, belki onbeş gün sonra başlar.

Ya da dağdakilerin aklı başına gelir, orayı terk ederler, silah bırakıp domates biber yetiştirme işine girişirler, bazıları da sığır besiciliğine veya gazeteciliğe soyunur...

İşte o zaman sınır ötesi harekât yapmaya hiç gerek kalmaz.