Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kuzey Afrika ziyareti, çağdaş diplomasi tarihinin çok önemli olayıdır. Bu hususu, bütün dünya medyası değerlendirdi.
Erdoğan’ın müslüman devletlere laiklik tavsiyesi, gerçek bir sürpriz sayıldı. Laikliğin ne olup ne olmadığını açıkladı. Kişilerin değil devletlerin laik olacağını vurguladı.
Fransa, Meksika, Türkiye gibi ülkelerde vaktiyle laikliğin din karşıtlığı, hatta düşmanlığı şeklinde uygulandığı doğrudur. Bu kavramın Fransa’da oluşmasına rağmen böyle arızalarla karşılaştığı görülmüştür. Fakat gerçek laiklik, Erdoğan’ın tanımladığı gibidir. Komünist rejimlerden bahsetmiyoruz. Komünizm, dini en zararlı inanış olarak sunmuştur.
Fransa cumhurbaşkanı Sarkozy’nin büyük telaş içinde Türkiye başbakanından bir gün önce, yanına İngiltere başbakanı Cameron’ı da alarak Libya’ya koşması fiyaskoyla neticelendi. Açık bir petrol açgözlülüğü idi. Doğrusu Fransa gibi bir devlete yakışmadı. Zaten Libya’da halk, Erdoğan’ı candan kucakladığı halde, Sarkozy’ye nezaketsizlik yapmamak için zorlandı.
Erdoğan, müslüman devletleri demokrasiye, demokratik rejimlere davet etti. Mısır, Tunus ve Libya’yı serbest seçime karar verip demokrasiye adım attıkları için kutladı, teşvik etti. Suriye’de de önünde sonunda halkın iradesinin egemen olacağını söyledi. Beşar Esad’ı milletini tank ve topla öldürdüğü için kınadı. Şimdi Sarkozy de Suriye politikasını Ankara’ya göre ayarlayacaktır.
Şu anda Tayyip Erdoğan dünyada en ilgi çeken liderdir. Amerika dahil pek çok devlet artık Erdoğan’ın gösterdiği yönü göz önünde bulundurarak orta doğu poltikalarını düzenleyecektir.