Akıldanelik çağdaş bir meslek. Bu meslek mensupları, verdikleri yüksek akıllarla son zamanlarda kendilerine iyi yerler buluyorlar. Devrimizde iktidara yakınlığı bilinen gazetelerde böyle akıldaneler bilhassa istihdam ediliyor.
Belki de rakip firmalarda mevzilenerek akıl satıp, fazla zararlı olmasınlar diye!
Elbette bu da bir akıl!
Anlayacağınız, “ordumuzda Ermeni generalimiz yok ama, gazetemizde akıldanemiz var” diyebiliyorlar.
Evet Türkiye’de Ermeni general yok. Rum general yok. Değil general, subay da yok!
Fakat Türkiye’deki ihtiyaçtan kat kat fazlası, bir doğu komşumuzla bir batı komşumuzda var!
Aynı soruyu soralım: Yunanistan’da neden Türk general yok?
Ermenistan için de aynı soruyu sorabiliriz: Ermenistan ordusunda neden Türk general yok?
Belki de Ermenistan’da artık hiç Türk yok! Karabağ katliamından sonra kılıç artıkları Azerbaycan’a sığındılar. Demek ki, Ermenistan’da değil general, değil subay, er olabilecek bir Türk bile yok!
Sorsana doğru soruyu: Ermenistan’da neden Türk yok?
Yunanistan’da var mı?
Bize göre, Yunanistan’da bir “Türk azınlık” var. Bu nüfus Batı Trakya’da yaşıyor.
Yunan resmiyetine göre ise, Türk azınlık değil, müslümanlaştırılmış Yunanlılar var!
Tamam! Bir orta yol bulabiliriz belki: Madem ki bunlar müslümanlaştırılmış Yunanlılar, müslüman bir general, değilse bir subay Yunan ordusunda olamaz mıydı? Yunan devleti ulus-devlet değil mi nihayetde? Yunan ille de hıristiyan olmak zorunda mı? Değil sadece hıristiyan, ortodoks olmak mecburiyetinde mi?
Bu yokluğun sebebini Yunan makamlarının güçlü akıldanelerinin yokluğuna bağlayabilir miyiz?
Sahih aydın dürüst olmak zorunda. Egzantriklikle sahihlik arasında hiç gerçek bir ilinti yok. Eğer farklı devletler varsa ve bu devletler millet/ulus esasına göre teşkil ediliyorsa, bu devletlerin savunma mekanizmalarının oluşumu da farklı olacak demektir.
Tabii son zamanlarda tekrar gündeme gelen ve çok dillendirilen laiklik anlayışına göre, teba arasında din farkı gözetilmez. Bu demektir ki, din farkı gözetmeden herkes her meslekte yükselebilir.
Laiklik Atatürk zamanında önce parti ilkesi oldu (altı oktan biri, bazılarına göre, birincisi) sonra Anayasa hükmü oldu. Peki neden o zaman Ermenilerin, Rumların Harbiye’ye alınması, subay yapılması, hatta general olması düşünülmedi?
Düşünülse ne olurdu?
Eğer düşünülse idi, o zaman Türkiye’de Rum ve Ermeni nüfus, bugünkü gibi yok hükmünde değildi.
Bugün binlerle ifade edilen nüfus içinden ille de Rum ve Ermeni general çıkarmaya göre daha kolaydı iş.
Yoksa abesle mi iştigal ediyoruz?
Hayır, akıldanelik edip puan alıyoruz!
Yok yok! Acele tarafından bir Ermeni bulalım, ne edip edelim, general yapalım!
Ermenistan ordusundaki generaller görsünler gerçek Ermeni general nasıl olur!