Burhaneddin Rabbani
Geçtiğimiz Cumartesi ve Pazar günleri İran'ın düzenlediği Birinci Uluslararası İslâmî Uyanış Konferansı'na katılmak için Tahran'daydım. Gördüğüm kadarıyla bu konferans hakkında Türkiye'deki medya organlarında çok fazla haber ve bilgi yer almadı. Ben de bu haftaki yazılarımda söz konusu konferans hakkındaki müşahedelerimi ve aldığım notları aktarmayı planlamıştım. Fakat konferansın hemen ardından gerçekleştirilen korkunç bir saldırıda Üstat Burhaneddin Rabbani'nin şehit edilmesi bu değerli insandan söz etmemi zorunlu kıldı.
Burhaneddin Rabbani geçtiğimiz hafta sonu yani 17-18 Eylül Cumartesi ve Pazar günleri Tahran'da İslâmî Uyanış Konferansı'na katılanlar ve konuşmacılar arasında yer almıştı. Biz de bu vesileyle onunla şehit edilmesi öncesinde son kez bir araya gelme ve konuşmasını dinleme fırsatı bulmuştuk. Tahmin ediyorum bu konuşma aynı zamanda onun İslâm âlemine son seslenişi oldu. Ben de o konuşmasından aldığım bazı kısa notları burada aktararak hem mesajlarını ilginize sunmak hem de anısını canlı tutmak için küçük çapta da olsa bir çaba ortaya koymak istiyorum. Aşağıdaki ifadelerin onun konuşmasından bire bir tercüme değil konuşmasından aldığım özet notlar olduğunu başta belirteyim.
Uyanışın amacı diktatörlerin, zalimlerin hakimiyetlerine son vermektir.
Bu zalimler hâkimiyetlerini uzun yıllar sürdürdüler. 30-40 yıldan fazla hüküm sürenler oldu. Saltanatları süresince büyük katliamlar gerçekleştirdiler. Söz konusu dikta rejimleri tarafından bir milyondan fazla insan şehit edildi. Yerine göre namaz kılanları engellediler.
Bu zalimlere karşı tarihte kıyamlar yapıldı, inkılablar gerçekleştirildi. Ancak bu inkılablar kolay elde edilmedi.
Peygamberler ve onların ashapları bütün kötülükler karşısında dayanışma gösterdiler.
Allah'ın Hz. Peygamber (s.a.s.)'e emri kıyamla ilgilidir. "Ey elbisesine bürünen! Kalk (kıyam et) ve uyar." (Müddessir, 1-2) diye buyurur.
Zulümle mücadele Müslümanların büyük bir görevidir. Bir Müslüman bunu ihmal edemez.
Kim zulmü kabul ederse Allah onu fâsık olarak nitelendirir.
Hürriyet İslâm'ın bir hükmüdür. İnsanın doğal hakkıdır.
Müslümanların zulme karşı ayaklanması gerekir.
Kur'an Müslümanları uyandıran ve zalimlerin saltanatlarına son veren bir kitaptır.
Rabbani'nin konuşmasında özellikle zulme ve zalimlere başkaldırı hakkında vurgular mükemmel mesajlar ve çağrılar içeriyordu. Bu vurguların ve mesajların Suriye'deki dikta rejimine karşı başlatılan haklı ve meşru direniş için de birebir oturduğunu, tam bir dayanak teşkil ettiğini de özellikle dile getirmekte yarar görüyorum. Bu ülkedeki Baas diktası da onlarca yıldır zulüm, baskı ve şiddetle hâkimiyetini sürdürüyor. Hakimiyeti süresince on binlerce insanı katletti, on binlercesini zindanlara doldurdu, belki bunların hepsinin iki katı kadar insanı da ülkelerini terk etmeye, vatanları dışında yaşamaya mahkûm etti. Onları doğal hakları olan hürriyetlerinden mahrum etti. Bırakın böyle bir zulme destek vermeyi bu zulmü onaylayanlar da Allah'ın fâsık olarak nitelediklerine dâhildir. Hiç kimsenin Suriye'deki zulme karşı ayaklanma görevlerini yerine getiren Müslümanları fitne çıkarmakla mahkûm etmeye hakkı olamaz.
Burhaneddin Rabbani, Afganistan'da komünist diktatörlüğe ve Sovyet işgaline karşı gerçekleştirilen başkaldırının, sürdürülen direnişin önemli liderlerinden biriydi. Yıllarca süren direnişte büyük zorluklara katlanarak kararlı mücadeledeki önderlik görevini sürdürdü. Fakat ne yazık ki işgalin sona ermesinden sonra başlayan iç kavga diğer direniş liderleri gibi Rabbani'nin prestijinin de yıpranmasına sebep oldu. Ben şahsen bazı stratejik hatalarına temas niteliğinde tahlil tarzı eleştirilerde bulunduysam da onun iman temelli duruşta sabit olduğu konusundaki kanaatimi her zaman muhafaza ettim. Dolayısıyla iç çatışmalardan dolayı bu liderlerin üstüne çizgi çeken yaklaşımlara karşı çıkan ve onları savunan yazılar da yazdım.
Rabbani'yle daha önce de muhtelif uluslararası toplantılarda karşılaşmış ve düzenlediği bazı basın toplantılarına iştirak etmiştim. Her zaman mütevazı ve onurlu bir duruş sergilediğini ve Müslümanların davalarına hep ümmet bilinciyle yaklaştığını gördüm.
Yüce Allah'tan onu da şehitler kervanına dâhil etmesini, şehadetini en güzel kabulle kabul etmesini, hatalarını bağışlamasını ve mekânını cennet eylemesini diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.