“Medeniyet yuları” meselesi!
Mesele mühim: Çünkü kılık ve kıyafeti ilgilendiriyor! Çünkü dünyada Çar Deli Petro’nun Rusyasından sonra kılık kıyafet inkılâbına maruz kalan tek ülkeyiz. Hem de iki kere!
İki inkılâpta da çok başlar kesildi. Fes giydirmek için kafa kestiğimiz gibi, yüz yıl sonra onu çıkarmak için da hayli kelle kopardık. Eh dünyada benzeri olmayan “şapka inkılâbı”na sahibiz. Ne kadar övünsek azdır.
“Şapka” inkılâp konusu olan tek kıyafet nesnesi değil. Tabiî onun tamamlayıcı aksesuarları da var.
Şapkayı niye taktık?
Medenî milletler gibi olmak için.
Peki “medenî” olduk mu?
Medenî “gibi” olduk!
Dün fesliydik, medenî değildik! Ertesi gün kanunla şapka giydik ve elhak derakap medenî olduk! Zorla medenî, cebren medenî!
Medenî olunacaaak... Ol!
Şapkanın mütemmim cüzü nedir?
Elbette gıravat! Hayır; kıravat! Değil; kravat!
Azizim, esasında bu kelime nasıl yazılır? Fransızcadan geçtiğine göre, “cravate” araya harf sokmadan mı? Bunu böyle söyleyen veya yazan kaç kişi var?
Ya kıravatla Hırvat ilişkisi?
17. yüzyılın meşhur 30 yıl savaşlarında Fransız ordusundaki paralı Hırvat askerlerinin boynuna bağladığı bağ, sonradan onların adını taşıyarak “kıravat” olmuş çıkmış!
Koynumuzda yılan besliyoruz, boynumuzda Hırvat taşıyoruz!
Şapka inkılâbı sizlere ömür. Kimse takmıyor o medeniyet nesnesini. Çünkü küçük binek arabalarına şapka ile binmek zor oluyor. Bindikten sonra ne yapacağınızı da bilemiyorsunuz.
Şapka gitti ama, mütemmim cüzü onun yerini aldı. Kıravat erkek boyunlarının vazgeçilmezi. Bazı kadınlar da onu tercih ediyor. Peki kıravata en çok rağbet eden zümre kimlerdir?
Diyanet mensupları!
İnkılâbı baştan boyuna indirerek yaşatıyorlar.
Evet kılık kıyafet üzerinden siyaset devam ediyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bir milyon oy aldınız ve seçildiniz. Mazbatanızı aldınız. İstediğiniz gibi, elbette normal bir insan giyimiyle gitseniz Meclis’e girebilir misiniz? Kıravatınız yoksa, asla!
Merhum Serdengeçti Osman Yüksel Antalya milletvekili seçildikten sonra az uğraşmadıydı. Bir ara kıravatı beline bağladıydı hatta!
Meclis’e bir zamanlar dinleyici olarak bile kıravatsız girilemiyordu.
Mesele mühim! Bir kaza yüzünden bacağını kaybetmiş bir hanım da seçimi kazandı. Meclis’e girecek tabiî. Fakat Meclis’e pantalonla girmek, kadınlar için mümkün değil!
İçtüzük değişikliği lâzım. İktidar vekilleri işi kolay sandılar. Hemen kâğıdı kalemi kapıp değişikliği yazdılar. Bir de baktılar ki hiç de kolay değilmiş. Bazı muhalif vekiller bir cinlik yaptılar ve iktidar vekillerinin zihinlerini allak bulak ettiler.
Şimdi Meclis’e kadın vekiller pantalonla devam edemiyorlar.
Çünkü muhalefet teklifinde, kıravat mecburiyeti kaldırılıyor. Bakmayın “örtü” de var diye işin akim kalır gibi göründüğüne.
Kıravat argoda “medeniyet yuları” olarak anılır.
Öyle görünüyor ki, Türkiye’nin sömürgeci batı medeniyetine en fazla karşı kesimleri bile medeniyet yularına başlarını uzattılar. Bu yuları çıkarıp atmadıkça gerçekten medenî olamayacaklar, fakat bunun farkında değiller.
Milletin vekiline kıyafet mecburiyeti olur mu?
Kıyafetin nasıl olacağını, millet tayin eder. Milletin huzuruna nasıl çıkılacaksa öyle çıkılır iş olur biter!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.