Anayasada vatan bütünlüğü
Resmî dilin Türkçe, bayrağın ay-yıldızlı bayrağımız olması gibi pazarlık mevzuu yapılamayacak hususlardan biri de vatan bütünlüğüdür.
Başkent, laiklik, hatta milli marş bahsi diğerdir.
İstiklal Marşımız, beste hariç emsalsizdir. Ama yarın bir başka şair çıkıp daha iyisini yazabilir. Kimsenin düşüneceğini sanmayız fakat pekâlâ başşehir de değişebilir. Tarihte de bugün de yazlık başkent-kışlık başkent örneği vardır. İşte teklif bizden gelsin. İstanbul yazlık başkent olabilir. Zaten fiilen öyle. Yazın TBMM kapalıdır. İstanbul trafiği etkilenmez. Yaz aylarında Cumhurbaşkanı, Hubar Köşkü’nde Başbakan, Dolmabahçe Dairesi’nde bir hayli zaman kalmaktalar. Eksiksiz şekilde din ve ibadet hürriyetine sahip Müslümanın laiklikle alıp-veremeyeceği bir şey olmaz.
Bu itibarla vazgeçilmez hassasiyet, vatanın birlik ve bütünlüğüdür.
Şunu hiç unutmamak lazım:
Bugünkü vatanımız 800 bin km2 bile değildir.
Halbuki aynı vatan, Cihan Devleti/Süper Güç olduğumuzda 23 milyon 400 bin km2 idi. O büyüklükten bu küçüklüğe gerilemekteki esas sebeplerden biri önce özerklik istekleri, sonra da o isteklerin istiklal arzusuna dönmesiyle doğan kopmalardır.
Osmanlının kendine mahsus bir eyalet sistemi vardı. Ancak o büyüklükteki coğrafya ve o idari sistemin kaldırabildiği bir yapıydı. Esas yine yekpare vatan fikrine dayanıyordu. Bugün vatan toprağı o kadar küçülmüş ki kendisi zaten bir eyalet kadar kalmış. Onun için bayrak, idari ve siyasi yapı olarak tekrar bölünemez. ABD denirse şunu söylemek mümkündür. ABD toprağı, Osmanlı toprağı kadardır. Osmanlı Devleti, bugün devam etseydi şu anki Amerika nüfusu olan 300 küsur milyon olurdu. O halde buradan çıkan kesin sonuç şudur:
Büyük nüfus ve büyük coğrafya olmadan büyük devlet olunamaz. Büyük devlet olunca şimdiki yaşanmayabilirdi. Onun için en azından erken evlilik ve çok çocuk her sebep ve vesileyle teşvik edilmelidir.
Bu devlet, bütün İslam coğrafyasının başı yerindedir. Vücutta baş neyse İslam coğrafyasında Türkiye odur. Onun için Selçukludan günümüze hep Türkiye ile uğraşılmıştır.
Onun için Osmanlı ‘Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!’ demiştir.
Zayıf Türkiye, bitmiş İslam dünyası demektir.
Birliği zedelenmiş, dirliği zehirlenmiş, bütünlüğü darbe yemiş bir Türkiye küçük kalmaya mahkum edilmiş olur. O da felaketin tâ kendisidir. Türk için de Kürt için de Arap için de Arnavut için de büyük felaket.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.