İyilikte yarışmak
İslam Ordusu, Bizans’a karşı ilk seferini hicri sekizinci yılda yapmıştı. Araya Huneyn ve Taif seferleri girdikten sonra dokuzuncu yılda tekrar karşılaşma mevzubahis oldu. Alınan habere göre Bizans, Medine üzerine yürüyordu. En iyi müdafaa taarruzdur. Şanlı Peygamber, emretti 30 bin küsur kişilik bir ordu hazır oldu. Bedir’de 313 olan sayı, yüz kat artarak 30.013’ü bulmuştu. Ne var ki askerin bir kısmı fakirdi, techizat noksanlığı vardı. Peygamberimiz ‘imkânı olanlar yardım etsin’ buyurdular.
Hazreti Ömer, kendi kendine dedi ki: “Ebu Bekr her fazilette beni geçmekte. Bu defa öyle bir yardımda bulunayım ki ben O’nu geçeyim...” Gitti ilgili kuruma bütün servetinin yarısını bağışladı. Hazreti Ebu Bekr de yardım yaptı. Sonra biri diğerinden habersiz olarak Peygamberimizin huzurunda buluştular. Sordular: “Ya Ömer ne kadar yardım yaptın?” “Ya Resulallah, servetimin yarısını verdim.” Sevgili Peygamberimiz, teşekkür ederek Hazreti Ebu Bekr’e döndüler: “Ya Eba Bekr, sen ne verdin?” ‘Ya Resulallah, servetimin tamamını verdim...” Efendimiz yeniden sordular: “Peki çoluk-çocuğuna ne bıraktın?” “Allahü teâlâ ile Resulünü bıraktım...”
Hazreti Osman da 300 deve verdi.
Diğer sahabiler keza fedakârlıklar yaptılar.
Ordu böylece hakkıyla hazırlanıp Şam önlerine kadar geldi.
Düşman görünmedi, çarpışma olmadı.
Fakat başka şey oldu:
Bu gaza, şeklen Bizans üzerine olsa da esasta münafıkları elek gibi eledi. Onları ayıkladı. Sanki buna vesile olmak için yapılmıştır. İlk ândan son ânâ kadar her durakta münafıklar yani bölücüler yani Müslüman olmadıkları halde kendilerini Müslümanmış gibi tanıtanlar koptular.
Bu bir tarafı, bir de iyilikte yarış tarafı var.
Van/Erciş depremzedelerine yardım yağması gerekir. Gönüller Van gölü kadar zengin olmalı. Hani, Kur’an-ı kerîm haber veriyor ya. “Sizin hayır bildiğinizde şer, şer bildiğinizde hayır vardır” diye. Tam da TSK Çukurca Harekâtı’nı yaparken yer kıpraştı, yüreğimize ateş düştü. İnşallah bu gözyaşları, bu ızdıraplar yarınki bahtiyarlıkların habercisi olur. Ama gereği yapılırsa. O da şudur. Bu zelzelenin yaşandığı yerlerde bir aile dahi aç veya barınaksız kalırsa, kalbi kırılırsa bunu münafıklar yani bölücüler istismar edeceklerdir. Tersi olduğunda bu acı, muhabbete dönüşüp kardeşliği pekiştirir.
O gün iyilikte yarışan Hazreti Ömerler, Ebu Bekrler, Osman bin Affanlar, Amr bin As’lar -aleyhimürridvan- Peygamberi memnun ettiler. Bugün de iyilikte, cömertlikte, fedakârlıkta yarışarak Peygamberi memnun etmek mümkündür. Çünkü bu toprakların doğusu ve batısındaki Müslümanlar, Sevgili Peygamberimizin -sallallahü aleyhi ve sellem- ümmetidir.
İslam Coğrafyasının kardeş olduğu gibi.
Mü’min mü’minin kardeşidir.
Münafıklara gelince:
O gün sonları hüsran oldu.
Bugün de sonları hüsran olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.