Demirel Erdoğan konusunda nasıl yanıldı?
‘Erdoğan’ın hızı kesilir’
Demirel’in beklentisi, bir süre sonra Erdoğan rüzgarının hızını kaybedeceği ve siyasi merkezin yeniden başka bir yerde şekilleneceği yönündeydi.
‘Bu nedenle Mehmet Ağar’ın adaylığını önemsedi. Ağar’ın adaylığı Demirel’e adeta yeni bir enerji kazandırdı. Onunla temasını sürekli tuttu. Tavsiyelerde bulundu. Bazı tecrübeli isimlerin yanı sıra gençleri de partiye kazandırması yönünde teşvik etti.’
Demirel’in Mehmet Ağar’la birlikte DYP üzerindeki hesabı birkaç teze dayanıyordu.
‘Milli Görüş geleneğinden gelen bir siyasi partinin merkezde kalıcı olması mümkün değil. Hızla yıpranacaktır. Siyasetin tabiatı bunu kaldırımaz.’
‘Bu yıpranmayla birlikte gözler yeniden merkezde arayışlara çevrilecekti. Onun için Ağar’ın DYP’yi zinde ve hazır bir adres olarak tutması önemliydi.’
Peki Demirel neden Ağar’ı tercih etti..
‘1 Mart Tezkeresiyle yaşanan sorunlar, Demirel gibi tecrübeli bir isme şunları düşündürdü. Bunlar (yani Erdoğan ve ekibi) Amerika’yla ilişkileri yürütemeyecekler. Bölgemizde güvenlik merkezli bir buhran var. Türkiye’nin ABD’yi yanına almadan bu krizin altından kalkması mümkün değil.’
İşte tam bu noktada Mehmet Ağar’ın ismi öne çıkabilirdi. çünkü ‘güvenlik merkezli’ sorunlar tırmanırken, bu konularda tecrübesi olan bir isim topluma güven verebilirdi.
Demirel’in ‘Siyasi merkezi AK Parti’nin elinden kurtarma’ projesi başarısızlıkla sonuçlandı.
Merhum Ali İhsan Ulubahşi, bu arayışların sonuç vermeyeceğini, AK Parti’nin bir kez daha iktidara geleceğini de söylemişti.
üstelik daha ortada 22 Temmuz seçimleri bile yokken. Ondan aktaracaklarımızı burada noktalayalım.
Cindoruk artık yok
Hüsamettin Cindoruk bu defa emanetçi olmayı reddetti. Artık genel başkan adayı değil.
Aslında bu geri çekilme sürpriz olmadı. Tecrübeli siyasetçi Aydın Menderes böyle bir ihtimalin varlığına önceden dikkat çekmişti.
Cindoruk’un adaylığı ortaya çıkınca görüşlerini aldığımız Aydın Bey, bundan sonra neler olur sorumuza şu cevabı vermişti:
‘6 Ocak tarihine kadar bakarsınız Ağar’la ikisinin yolları ayrılabilir. Hiç belli olmaz.’
öyle de oldu. Cindoruk sürpriz bir gelişme olmazsa artık aday değil.
Demirel Ağar’dan umutluydu
Tüm bunların ortasında ne düşündüğü belki de en çok merak edilen isim Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel.
Acaba DP’de olup bitene Demirel ne kadar müdahil?
Yakın bir zaman önce kaybettiğimiz ve Süleyman Demirel’le en uzun süre birlikte çalışan Ali İhsan Ulubahşi’den notlar aktarmak istiyorum. Kendisi uzun yıllar Adalet Partisi’nden Afyon milletvekili olarak Meclis’te bulundu.
Demirel’le dünyaya bakışları zaman içinde büyük ölçüde ayrılsa da her hafta düzenli görüşmeyi ihmal etmediler.
Ankaralı kitap dostları yakından bilir. Ali İhsan Bey, 80’li yaşlarında bile dünyayı, Türkiye’yi yakından takip eden gerçek bir siyaset bilgesiydi. Rahmetle analım.
Merhum Ulubahşi 2000-2001 döneminde yaptığımız sohbetlerde şunlara dikkat çekiyordu:
‘Demirel, Tayyip Erdoğan rüzgarını çok iyi görüyor. Anadolunun dört bir yanından kendisine gelenler bu rüzgarın ne kadar kuvvetli estiğini aktarıyor. Türkiye bir AK Parti iktidarı yaşayacak. Demirel de bunun kaçınılmaz olduğunu biliyor.’
AK Parti’nin birinci iktidar döneminde olabildiğince mesafeli, ama bir o kadar da dikkatli bir tutum izledi Demirel. Ama siyasetle ilgisini kesmedi.
CHP-MHP koalisyonu
22 Temmuz seçimleri öncesinde Demirel’in kendisini yakın hissettiği siyasi eksen CHP-MHP ortaklığıydı. DP projesinin çöktüğünü seçim öncesinde görmüştü.
Cumhuriyet mitingleri, 27 Nisan gecesi ortaya çıkan e-muhtıra ve cumhurbaşkanlığı sürecinde yaşanan gerilimle birlikte Süleyman Demirel cephesinde yeni bir beklenti ortaya çıktı:
‘Yaşanan bu gerginlik, merkezin AK Parti’den kaçışını tetikleyecektir. Bu da CHP-MHP koalisyonunu ortaya çıkarabilir. AK Parti eski oyunu koruyamaz. İktidarda yıprandı.’
Seçimler çok farklı bir tablo ortaya çıkardı. CHP-MHP koalisyonu gerçekleşmedi. Demirel yakın çevresine şöyle bir seçim değerlendirmesi yaptı:
‘Seçim sonuçlarına bakın. Eğer İzmir’de, Adana’da, Mersin’de, Antalya’da ortaya çıkan siyasi tablo ülke genelinde olsaydı AK Parti ana muhalefete düşecekti.’
Demirel’in söylemek istediği şuydu. Saydığı illerde CHP ve MHP’nin toplam milletvekili sayısı AK Parti’den fazlaydı. Ancak ülke genelinde tablo çok farklı şekillendi.
Emanetçiye soğuktu
Cindoruk’un DP’nin başına emanetçi olmasına aslında Demirel başından beri sıcak bakmadı.
İki nedenle. Birincisi Cindoruk’a duyduğu güvensizlik. İkincisi emanetçi modelinin bir siyasi partiyi yeniden başarılı kılmasının mümkün olmaması.
O nedenle kendisine soranlara ‘emanetçi modeline mesafeli’ olduğunu ifade etti.
Bakalım önümüzdeki günlerde Demokrat Parti cephesinde neler yaşanacak.