Sen Ağlama Neslihan!
Bu karar vicdanları yaralar.
Ancak gün:
“Bu sebepten her geçen gün düştü dermânım benim
Yok teselliden nasîbim vermeyin zahmet bana
Etmeyin bunca eziyet az mı hicrânım benim...”
Deme günü değildir!
Neslihan ağlamış!
New York Times’da yer alan habere göre, Anayasa Mahkemesi’nin “yasak” kararını duyan sosyoloji mezunu 26 yaşındaki Neslihan Akbulut’un “Kararı duyunca ağladım. Benim için Türkiye’de artık hiçbir yol yok” demiş.
Bence hissi davranmış!
Kandillere katran da dökse geceler;
ümitler tükenmez!
Işıklar sönmez! Yollar bitmez!
Keza: “Yol O’nun
Varlık O’nun
Gerisi hep angarya!..”
öyle ki;
“İradelerde çatırtı, ruhlarda müthiş şok,
Tarihi yağmaladı bir düzine talihsiz;
Değerler altüst oldu, mukaddesat sahipsiz…”
Ey cesaret silahını kuşanmış yiğit!
Tıpkı rüyalarda olduğu gibi yeniden diril ve gel!
Beyaz atının üzerinde bir sabah erken”
***
367 garabetini öne sürenler, 22 Temmuz’da derslerini almışlardı
sağduyulu Türk halkından.
O gün Başbakan Erdoğan “hodri meydan” demişti!
Bugün, yeniden siyasi “cesaret” ve “feraset” kılıcını kuşanıp, kriz ve “kaosçular”ı halkın vicdani muhakemesine havale etmesi gereken bir gün.
Görelim bakalım o zaman hangi mahkeme daha yüceymiş!
Hodri meydan!
İşte milli irade!
İşte halk devrimi!
Bununla da bitmemeli…
411’i yok sayan “kaosçular”a, gerçek bir ders verilmeli.
Anayasa değil; mahkemesinin şekli değiştirilmeli.
11 yetmez!
70 milyonun iradesi, belki 21, yetmezse 99, yetmezse 1001 üye atamalı.
Aksi halde, yine milli iradeyi boğan bataklık kurutulmamış olacak.
İnanıyoruz ve ümitliyiz: Bu kurtuluş gerçekleşecek.
Başbakan Erdoğan “cesaret” ve “feraset” silahını yeniden kuşanacak!
Bu karanlık aydınlanacak.
Ağlama Neslihan!
çünkü mutluluk senin de hakkın.
“Doğacaktır sana vâdettiği günler Hakkın,
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.