Heykeli dikilecek kahramanlar!
Filistin’de, bütün dünyanın gözleri önünde küçücük çocuklar katlediliyor. Bir halk aslî vatanında onyıllardır kıyıma uğratılıyor. Kan akıyor... Bu tam mânasıyla katliam, jenosid, soykırım...
İnsan öldürmek soykırım da, insanların meydana getirdiği kültürel unsurları öldürmek, yok etmek soykırım değil mi? Elbette o da soykırım! İnsan nesli ancak kültürle tarif edilebilir. Filistinli Arapla, işgalci Yahudi’yi ayıran kültürden başka nedir?
Filistin’de, Çeçenistan’da insanlar öldürülüyor. Bir yüzyıldır dünya insan katliamı yanında kültürel katliamlara da şahit oluyor.
Türkiye yirminci yüzyılda kültürel katliamın en vahşi şekilde yaşandığı bir ülke olmuştur.
Yüzyıl önce bizim kültürümüzün parçası olan bir çok unsur, şimdi ortadan kaldırılmış durumda...
Mimarî eserlerimizin çoğu tahrib edildi. Kalanları da güya korumaya çalışıyoruz. Bin yıl kullandığımız, kütüphaneler dolusu eserler yazdığımız alfabe yok edildi. Kütüphanemiz sıfırlandı. Yani hafızamız sıfırlandı!
Binlerce yıllık mûsıkimize karşı savaş açıldı. Hat, tezhip klasik sanatlar bitirildi.
Dilimizin binlerce yıl içinde meydana gelen kelimeleri bütün kavram alanlarıyla birlikte yok edildi. Türkçe kabile dili seviyesine düşürüldü. Sonra da “Türkçeyle ilim yapılmaz” denildi. Kim dedi bunu? Bir zamanlar YÖK’ün başında bulunan kültürel katliamcı şahıs söyledi. Başörtüsü yasağı da bir kültürel katliam. İşte bu katliamı yapan adam, üniversitelerin tepesine lâzımlığını koydu ve “Türkçeyle ilim yapılmaz” dedi!
Mesela şimdi Filistin yönetiminden biri çıksa dese ki: “Her ne kadar Filistinli çocuklar ölüyorsa da, onlar zaten medeniyetsiz, geri, zayıf, kötü ahlâklı bir nesildi. Onları yok ederek daha güçlü bir Araplık ortaya çıkarabiliriz!”
Bu ne demek olur? Bu kendi milletine yapılan katliama alkış tutmak olur...
Türkiye’de aşağı yukarı bu yaşandı. Ve adına “devrim” denen jenositler geldi gitti. Yeryüzünde yalnız Türkler son yüzyılda alfabelerini değiştirdiler. Âlemin en akıllısı Türkler mi? Büyük devrimleri Rusya ve Çin yaşadı. Her şey allak bullak oldu. Ne Ruslar ve ne Çinliler alfabelerini değiştirdi. Yalnız Türkiye dilini değiştirmek için insanlık tarihinde görülmemiş kelime katliamı yaptı. Bununla övünüldü, iftihar edildi. Türkiye harf ve dil devrimini yapanları kahraman ilan etti.
Oysa Türk dünyasında harf devrimini ilk Azeriler yaptı. 1926’da Latin alfabesine geçtiler. Azerilere bu alfabeyi kim armağan etti? Elbetteki Sovyetler Birliği. Ardından Türkiye’de harf inkılâbı yapıldı.
Eğer harf inkılabı yapmak çok büyük bir işse, bu büyük işi önce Azeriler yaptı. Biz harf inkılabını yapan Azerî yöneticisinin heykelini dikmeliyiz önce, tabii ardında Stalin silüeti ile birlikte. Heykelin kaidesine de “Türk dünyasına latin harflerini armağan eden kahraman” yazmalıyız. Bu arada Türklere habire alfabe inkılabı yaptıran Stalin’in Gürcülerin ve Ermenilerin alfabelerine asla dokunmadığını da hatırlamalıyız.
Azeriler harf inkılabını ilk yapmakla kalmadılar elbette. On-onbeş yıl sonra bir “alfabe devrimi” daha yaptılar! Kril alfabesini Azerî alfabesi olarak benimsediler. Altmış sene bu alfabeyi kullandılar.
Bu azeriler alfabe kahramanına doymuyorlar! Altmış yıl sonra Cenab-ı Haydar Aliyev, bir alfabe devrimi daha yaptı. Azerbaycan Latin alfabesine geçti! Haydi alkışlayın!
Bir asırda üç devrim ve üç kahraman!
Haydar’ın heykeli de dikilmeli elbette!
Azerbaycan’ın Atatürk’ü, Ataazer!
Bütün bu alfabe değişiklikleri, asla dönmemek için; temeli-kökü reddetmek için!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.