O bir vekil, o bir dokunulmaz... Hem de vekilliğinde ikinci dönemini idrak ediyor!

Tek vasfı bu: Millet vekili! Biyografisinde başka bilgi yok! Çünkü başka vasfı yok! Meclis’te ne yaptı? Şahsî sitesinde ifade edildiğine göre, “ezilenlerin sesi” olmuş. Yine sitesinde ifade edildiğine göre, bu ezilenler Kürtler ve Alevilerden ibaret!

Onu son defa, deniz otobüsünü kaçıran teröristin cenazesinde gördük. Alkışçılar arasında o da var!

Kimi alkışlıyor? Neyi alkışlıyor?

Ölü bedenin alkışa ihtiyacı var mı? Varsa, bugünden tezi yok mezarlıkları alkışçılarla dolduralım.

Hatta mezarlıklara mahsus alkış makinaları icat edelim! Kabristanlarda şakırtıdan geçilmesin!

Ölenin yaptıkları alkışlanacaksa, bu neyin alkışı? Mensur Güzel ne yaptı ki bu alkışı hak etti?

İzmit-Karamürsel arasında sefer yapan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne ait “Kartepe” adlı deniz otobüsünü silah ve bomba tehdidiyle kaçırdı... Bir gece boyunca elinde tuttu ve sabaha karşı, yolcuları ve mürettebatı öldürmesine izin verilmeden tesirsiz hâle getirildi.

Bu delikanlı, iyi bir şey yapmışsa, Vekil “Sabahat apla”, açıkça söyle, hep beraber alkışlayalım. Alkışı az olmasın! Çoğaltalım, bütün memleket Mensur’u alkışlasın!

“Gemi kaçırıp günahsız insanları öldürmeye teşebbüs iyi bir şeydir, ezilenleri, Kürtleri, Alevileri rahatlatır”, diyorsanız, ilk alkış benden!

Şak! Şak! Şak!

Hayır şunu da söyleyebilirsin: “O gemide Kürtler ve Aleviler yoktu, yani ezilenler ölmeyecekti! Öyleyse, beni ilgilendirmez!”

İnsan vicdanıdır, buna vicdanınız razı geliyor mu?

“Gelmese alkışlamazdınız!” diyor içimde bir ses!

Yoksa alkışlar, etkisiz hale getirilen teröristin yapamadıkları için mi?

Teröristin eli, düğmede. Bassa bir anda gemi havaya uçacak, yirmiden fazla masum can berhava olacak!

Ertesi gün onlar için bütün millet yaş dökecek. Senin gözünden o masum insanlar için bir damla yaş gelecek mi?

Söyle Sabahat: “Bana ne! Onlar ezilmişlerden değil. İzmit’le Karamürsel arasında gidip gelenler Türk, Çerkes vs. içlerinde ne Alevi ve ne Kürt var! Canları cehenneme!”

Eğer böyle düşünmüyorsan, o alkışçılar arasında ne işin var?

Ne yapmalıydı, güvenlik güçleri?

Teröristi ikna etmeliydi! Neye? Masum insanları öldürmemeye!

Adam zaten bunu yapmak için harekete geçmiş. Onun gözünde masum insanlar yok. İnsan öldürerek propaganda yapmak var. Bunun için ölümü göze almış.

Vekil Sabahat, kimde kabahat?

Seni vekil edende! O şerefsizler kimse onlarda!

Hemen halkı işin içine katma. Seni halk vekil etmedi. Seni, Mensur’u gemi kaçırıp adam öldürmeye memur edenler vekil etti.

Senin milletle, insanla işin yok. Sen tekmilini onlara veriyorsun. Allah’la da işin yok, rabbin dağlardaki karanlık adamlar. Kandil’de birileri defterine, “Sabahat vazifesini yaptı” yazıyorsa, bu senin için yeter. İnsan, vicdan, ahlâk, haysiyet, şeref, onur... Bunlar onların lügatinde yok, sende olması da mümkün değil.

Olsa utanır ve salı günü Meclis’e gitmeye yüzün olmadığını düşünürsün. Düşünmek mi? O da ne!