Veda tavafının sahih olmasının şartları 2
1- Niyet. Hangi tavaf olduğunu belirtmeden, mutlak olarak tavafa niyet yeterlidir. Hatta ziyaret tavafından sonra, veda tavafını daha sonra yapmak düşüncesiyle, nafile tavaf yapmış olan bir kimse, veda tavafını yapamadan Mekke-i Mükerreme'den ayrılmış olsa, nafile niyetiyle yaptığı tavaf, veda tavafı yerine geçer, her hangi bir şey lazım gelmez.
2- Ziyaret tavafının yapılmış olması. Ziyaret tavafı yapılmadan, veda tavafı sahih olmaz. Çünkü Arafat vakfesinden sonra yapılan ilk tavaf, hangi niyetle yapılırsa yapılsın, ziyaret tavafı olur.
Veda tavafının vakti
Ziyaret tavafının edasından itibaren, Mekke-i Mükerreme'den ayrılıncaya kadar olan müddettir. Ziyaret tavafından sonra yapılan her tavaf, veda tavafı sayılır. Mekke-i Mükerreme'den ayrılıp mîkat sınırları dışına çıkılmadıkça vakti sona ermiş olmaz.
Veda tavafının özürsüz terkinden dem yani koyun veya keçi kesmek gerekir. Eda etmeden Mekke-i Mükerreme'den ayrılmış olan kimsenin, mikat sınırını çıkmadıkça ihrâmsız olarak Mekke-i Mükerreme'ye dönüp eda etmesi vacibtir. Hz. Ömer (R.A.): Hac menâsikinin en sonuncusu Beytullah'ı tavaftır, buyurmuş ve veda tavafı yapmadan ayrılan birisini, Mekke-i Mükerreme'ye 18 mil mesafede Merrüzzahrân denen yerden veda tavafı yapmak üzere geri çevirmiştir. (Muvatta, Hac:39, No:847-848, 1/340)
Mikât sınırından dışarı çıkmışsa, dönmesi vacip değildir, dem gerekir. Fakat ihrâmlı olarak dönüp eda ederse, yani yeni bir umre yapmak üzere ihrâma girip, umre tavafından sonra veda tavafını da yaparsa, dem düşer.
Veda tavafını yaptıktan sonra hemen Mekke-i Mükerreme'den ayrılmak, başka bir ifadeyle, veda tavafını yola çıkılacağı zaman yapmak şart değildir. Veda tavafını yaptıktan sonra bir müddet daha Mekke-i Mükerreme'de kalıp daha sonra ayrılan kimselerin yeniden veda tavafı yapmaları gerekmez, vacip değildir. Ancak bu tavafın Mekke-i Mükerreme'den ayrılma esnasında yapılması sünnettir.
Veda tavafını yaptıktan sonra, bir müddet daha Mekke-i Mükerreme'de kalmak gerektiğinde, istenildiği zaman Harem-i şerife gidip namaz kılmakta ve Beytullâh'ı tavaf etmekte bir sakınca yoktur. (Kâsânî, Bedâius-Sanâî', 2/142-143)
Veda tavafı yaptıktan sonra, Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin yaptığı gibi iki rekât namaz kılar, başkalarına sıkıntı vermeyecek ve izdihama sebep olmayacak ise ve imkân bulursa Hacer-i Esved ile Kâbe'nin kapısı arasında bulunan ve Mültezem denen yere gelir, sağ elini Kâbe'nin kapısına, sol elini de Hacer-i Esved'e doğru açarak göğsünü ve yüzünü Kâbe'nin duvarına dayar ve bu vaziyette dua eder. Af ve mağfiret diler. Göz yaşı döker. Mültezem'de bu şekilde dua etmek müstehaptır. Çünkü bu konuda sahabeden Amr b. Şuayb (R.A.) şöyle demiştir:
"Abdullah'la birlikte tavaf yaptım. Tavaf namazını kılmak için Kâbe'nin arka tarafına geldiğimizde kendisine:
- Burada cehennem ateşinden ALLAH Teâlâ'ya sığınmayacak mısın dedim. Bunun üzerine Abdullah:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.