Tarihî ziyaret
Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün İngiltere’yi resmî ziyareti, Cumhuriyet dönemimizin sayılı diplomatik girişimlerindendir. Hâkan-halîfe Sultân Abdülazîz’in, 1867 yazında velîahd ve 2. velîahdi olan ağabeyinin oğulları (5.) Murat Efendi ve (2.) Abdülhamîd Efendi ile birlikte Kraliçe Victoria’yı ziyareti gibi Avrupa’yı ayağa kaldıracak bir ortam bugün yoktur. Ama, Cumhuriyet tarihimizde 1988’de Kenan Evren’inkinden sonra, 2. bir cumhurbaşkanımızın İngiltere’yi resmî ziyaretidir.
Sayın Cumhurbaşkanımız, Abdülazîz Hân’ın ziyaret ettiği İngiltere kraliçesi Victoria’nın 4. kuşak torunu 2. Elizabeth’in misafiri oldu. Kraliçe, yılda 2 yabancı devlet başkanını en yüksek devlet protokolü ile misafir ediyor. 2011’de Başkan Obama’yı eşiyle ağırladı. Sayın Gül’ün Hanımefendiyle ağırlanması ile, bu yılın kontenjanı sona eriyor.
Cumhurbaşkanımız’a başbakan yardımcısı Ali Babacan ve dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu refakat ediyor. Cumhurbaşkanlarımızın dış ziyaretlerinde yanında mutlaka dışişleri bakanı bulunur (bu kurala Tansu Çiller dışişleri bakanı iken Cumhurbaşkanı Demirel’e karşı riayet etmedi).
2007’de 2. Elizabeth, Ankara’yı ziyaretle, gürültülü şekilde seçilen Sayın Gül’e destek vermişti. Şimdi Cumhurbaşkanımız, bu ziyareti iade ediyor. Cumhurbaşkanımız ve Hanımefendi, 2 gece Kraliçe’nin ikamet ettiği Londra’nın göbeğindeki Buckingham Sarayı’nda kalacaklar. Birçok ülkede o ülke devlet başkanının resmî ikametgâhında gece kalmak üzere yabancı bir devletin başkanı misafir edilmez. Nitekim 19. asırda padişahlarımızı sık sık ziyarete gelen Avrupa’nın o dönemdeki çok anlı şanlı hükümdarları asla padişahın oturduğu, yatıp kalktığı sarayda değil, başka bir padişah sarayında (saray-ı hümâyûn) yatırılmışlardır.
Bu gerçekten tarihî ziyaret, İngiltere gibi çok özel ve asla ihmali caiz bulunmayan bir devletle ilişkilerimizi sağlamlaştıracaktır. İki partisinin hangisi iktidarda bulunursa bulunsun İngiltere, Türkiye’nin AB üyeliğinin kararlı destekçisidir. Vazgeçilmezliğimizi, sürekli savunmuştur.
İngiltere, 1940’ta, -1770’ten beri bulunduğu- cihan devleti pozisyonunu kaybetmesine rağmen, bugün de çok tecrübeli diplomat kadroları ile 6 kıt’ada dış politikayı âzamî dikkatle izliyor. 1944’ten bu yana cihan devleti olan Amerika’nın 1. müttefiki olmaktan hiç şaşmadı. Bu politika, Sovyetler’i 15 devlete bölerek cihan tarihinin seyrini değiştiren kudrette bir ittifaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.