Hicri yılbaşı ve Hicret 3
"Birinci Akabe Biatı" adıyla anılan bu buluşmada Yesribliler ALLAH Teâlâ'ya ortak koşmayacaklarına, çocuklarını öldürmeyeceklerine, birbirlerine iftirada bulunmayacaklarına, Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin emirlerine uyacaklarına dair söz verip kendisine biat ettiler. Bedir'de Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin beraberinde hazır bulunmuş olanlardan ve Akabe gecesindeki sahâbîlerden olan Ubâde b. Sâmit (R.A.) hadiseyi şöyle anlatır: Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz etrafında sahâbîlerinden bir cemâat mevcut olduğu hâlde şöyle buyurdu: "Geliniz, ALLAH Teâlâ'ya ibâdette hiçbir şeyi ortak etmemek, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarınızı öldürmemek, kendiliğinizden uydura-cağınız hiçbir yalanla kimseye iftira etmemek, hiçbir marûf işte bana âsi olmamak üzere bana biat ediniz yani benimle ahdediniz. İçinizden her kim sözünde durursa ecri ALLAH Teâlâ'ya âittir. Bu dediklerimden birini yapıp da ondan dolayı dünyâda cezaya uğratılırsa, bu ceza ona keffârettir. Bunlardan birini yapıp da yaptığı fiili ALLAH Teâlâ örterse, onun işi ALLAH Teâlâ'ya kalır. ALLAH Teâlâ dilerse onu affeder, dilerse ona ceza verir." Ubâde: İşte ben bu şart üzere Resûlullah (S.A.V.) Efendimize biat ettim, demiştir. (Buhari, Fezailüs-Sahabe:72, No:3679, 3/1413; İman:11; Müslim, Hudud:41; Nesâî, Bey'a:17; Tirmizi, Hudud:12)
Medine-i Münevvere'liler, hacdan geri dönerlerken, yanlarında, İslâm'ı öğretmek üzere Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz tarafından tayin edilen Mus'ab b. Umeyr (R.A.)'i götürdüler. Kısa sürede Medine-i Münevvere'de İslâmiyet hızla yayıldı. Mus'ab b. Umeyr (R.A.), Resûlullah (S.A.V.) Efendimizi Medine-i Münevvere'deki her hareketten haberdar ediyordu. Kısa zamanda Evs ve Hazrec kabilesinin bütün evleri İslâm'ın nuruyla aydınlanmaya başladı. Artık Medine-i Münevvere, bir İslâm devletinin doğuşuna hazır hâle gelmişti. Mus'ab b. Umeyr (R.A.)'in gayret ve etkisiyle Yesrib'in ileri gelenlerinden Sa'd b. Muaz ve Useyd b. Hudayr Müslüman oldular. Bu iki büyük reisin İslâm'a girmesiyle İslâm, Medine-i Münevvere'de bir hayli kabul gördü. Bunun üzerine Medine-i Münevvere'liler Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizi şehirlerine dâvet etmeye karar verdiler.
Birinci Akabe Biatından bir yıl sonra Medine-i Münevvere'liler yeniden hac için Mekke-i Mükerreme'ye geldiler. İçlerinde ikisi kadın yetmiş beş Müslüman vardı. Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin bu defa onlarla ilgi kurması İslâm'ın tebliğinden ibaret değildi. Çok önemli kararlar arefesindeydiler. Buluşma yeri yine Akabe mevkii oldu. Buluşma gizli yapılacak ve hiç kimseye haber sızdırılmayacaktı. Gece yarısına doğru, Medine-i Münevvere'liler, gayet tedbirli hareket ederek kararlaştırılan yerde toplandılar.
Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz Akabe'ye bu defa amcası Abbâs ile birlikte geldi. Hz.Ali (R.A.) ve Hz.Ebû Bekir (R.A.) önemli noktalarda gözcülük yaptılar. Abbâs henüz ya Müslüman olmamış, yahut Müslümanlığını gizliyor, ancak yeğenini himaye ediyordu. Böylesi bir toplantıda bulunmayı bir aile borcu kabul etmişti. Toplantıda ilk sözü Hz.Abbâs aldı:
- Ey Hazreç topluluğu! Bu benim kardeşimin oğludur. Benim yanımda insanların en sevgilisidir. Siz O'nu tasdik ediyor ve O'nun getirdiklerine inanıyor ve kendisini alıp götürmek istiyorsanız, sizden bu hususta beni tatmin edici bir söz almak isterim. Siz O'na vereceğiniz sözü yerine getirebilecek ve kendisini muhaliflerden koruyabilecek misiniz? Bunu gereği gibi yaparsanız ne iyi! Yok, eğer Mekke-i Mükerreme'den çıktıktan sonra kendisini yardımsız bırakacak, rüsvay edecekseniz şimdiden bu işten vazgeçiniz, O'nu bırakınız. Yine kavmi arasında ve yurdunda izzet ve şerefiyle korunmuş olarak yaşasın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.