Müşriklerin bu korkunç plânını Cebrâil (A.S.), Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimize haber verdi:

- Bu gece, her zaman yatmakta olduğun yatağında yatmayacaksın, evini terkedeceksin! dedi. Böylece Resûlullah (S.A.V.) Efendimize de hicret için izin verildi. Sonra Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz, Kâbe'yi tavâf etti ve Abdullah b. Adiyy (R.A.)'den rivayete göre: "Ey Mekke! VALLAHi! Sen ALLAH katında yeryüzünün en hayırlı ve bana en sevimli yerisin; eğer çıkmak zorunda bırakılmasaydım, senden ayrılmazdım," buyurdu. (İbn Mâce, 2/1037, No:3108; Tirmizi, 5/722, No:3925) Ertesi gün öğle sıcağında Hz. Ebû Bekir (R.A.)'in evine vardı. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz Hz. Ebû Bekir'in evine sabah ve akşam saatlerinde uğrardı. Bu defa alışık olmadığı bir saatte ziyaret edişinden önemli bir konuda görüşmek için geldiği anlaşılıyordu. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz ALLAH'ın kendisine hicret için izin verdiğini bildirdi. Hz. Ebû Bekir beraber yolculuk yapıp yapmayacaklarını sordu. "Evet! ALLAH'ın emri ile, berâber hicret edeceklerini" cevabını alınca sevincinden ağladı. Hz. Ebû Bekir (R.A.), sevinç göz yaşları ile, 4 aydır dışarıya bırakmayıp, ağaç yaprakları ile beslemekte olduğu iki cins devesini işâret ederek:

- Dilediğini seç, Yâ RasûlALLAH! dedi. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz ise deveyi ancak parasını ödemek suretiyle kabul edebileceğini söyledi ve bu develerden birisini aldı. 'Kasvâ' adlı deve budur.

Hz. Ebû Bekir (R.A.)'in kızları Esmâ ve Âişe yolculuk için azık hazırladılar. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz ve Hz. Ebû Bekir (R.A.), yol kılavuzluğu ile ünlü Abdullah b. Üreykıt adlı kişiyi kılavuz olarak kiraladılar. Hz. Ebû Bekir (R.A.) kılavuza develeri teslim etti. Üç gün sonra Sevr Dağı'nın eteğinde buluşmak üzere sözleştiler. Abdullah b. Üreykıt henüz İslâm'ı kabul etmemişti ama maharetli bir kılavuz olmasının yanında güvenilir bir kimseydi. Aslen Dîl kabilesindendi; Kureyş'in de Sehm kolunun antlaşmalısı idi.