İstikrarımız itibarımızdır
> İstanbul
İçeride ve dışarıda sahip olduğumuz hangi avantaj varsa bunların tamamı istikrarlı Türkiye gerçeğinden dolayıdır. İçteki yüksek heyecan ve dıştaki yüksek teveccüh bu istikrar yüzünden. İstikrar, yarından emin şekilde yaşamanın adıdır. Aksi, kargaşa, kaos ve bir saat sonrasından korkmaktır.
Memleketimiz, 1990-2000 arasındaki kayıp yıllarından sonra -şükür ki- 10 yıldır bir istikrar ve huzur coğrafyasıdır...
ABDden yeni döndük. Bu memleketin vatandaşları dahil yabancıların yurdumuza bakışlarını anlatsak mübalağa ediyorsun denebilir. ABDde ekonominin seyri, işsizlik ve benzer problemler, ülkenin istikbalini en azından düşünme noktasına getirmiştir. Sanki bir rüya bitme sürecine giriyor. 2012 Seçimleri galiba bir kavşak noktası olacaktır.
Rusyada sandık kavga getirdi. Moskova, Putin muhaliflerinin protestolarıyla çalkanıyor. Orta Doğu kaypak ve kaygan bir bahar havasında, rüzgâr her ân her yöne dönebilir. AB hakkında birkaç yıldır yazdıklarımız bizi doğrulamakta, oradan çatırdama sesleri geliyor.
Bu şartlardaki dünyada Türkiye şanslı ülkelerden biri, hatta birincisi. Öyleyse herkes, bu istikrarın muhafazası için titremelidir. İstikrar bozulursa itibar yitip gider. TBMM altı ay evvel çıkardığı bir kanunu altı ay sonra cezaları fazla bularak tashih etme ihtiyacını hissetti. Bu kadar kısa sürede böyle bir tasarruf şık mıdır? Evet demek çok zor. Cumhurbaşkanı da bundan dolayı bir kere daha mütalaa edilmesi isteğiyle kanunu meclise iade etti. Buna veto dendi. Tarif, bir galatı meşhurdur. Cumhurbaşkanı hükümdar değil ki veto etsin. Ama, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Çankaya noteri de değildir. O makamın da bir fikri olacak ve bunu dile getirecektir.
Türkiye ciddiyeti için esas itibariyle tali olması gereken bir mevzua dair bir kanun TBMMde aynen kabulle tekrar geçti. Şimdi bazıları, içten içe iktidarla Çankayanın daha açık bir söyleyişle sayın Abdullah Gülle sayın Tayyip Erdoğanın arasının açılmasını beklemekte, hatta dilemektedir.
Kimse kem bir arzuya kapılmasın, bu olmayacaktır. İki isme de akl-ı selim hakimdir.
Devlet yönetme sorumluluğuyla hareket etmekteler. Biz hiç sanmıyoruz ki Cumhurbaşkanı, kanunu kerhen imzaladıktan sora iptali için Anayasa Mahkemesine gitsin.
Bir yol kazası oldu. Kabul edilsin ki altı ay evvel kanun bu şekliyle çıkmıştı. Saklanmaması gereken futbol dünyasındaki kokuşmuşluktur. Bunun telafisi gerekir. Ama cezaların kabili tatbik olması da gerekir. Fakat bunlar yapılırken Türkiye ligden düşmesin. Çıkacak bir fitne, kendi kalemize gol atmak olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.