Orduspor maça yüksek tempoyla ve oyunu çok adamla karşı alana yıkarak başladı. Beklenen kısa sürede Galatasaray'ın önce denge kurup ardından da kontrolü ele alacağıydı. Ancak hiç de öyle olmadı. Rakibin temposu, presi ve baskısı karşısında Galatasaray topa sahip olma ilkesini sahaya yansıtamadı. Hatta uzun toplarla kontrataklara çıkma şansı dahi bulamıyordu. Sanki Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde Galatasaray'ın Fenerbahçe'ye ilk devrede uyguladığı tempolu ve presli futbolu, tam aynısı olmasa da Orduspor uyguluyordu. Kendisi açısından sıkıntılı geçen ilk devrede, Galatasaray ilk atak girişiminde kaleci Fevzi'nin büyük hatasıyla sürpriz bir skor avantajı yakaladı. Golün hemen ardından da Elmander ile çok net bir fırsat bulup değerlendiremediler. Sonra yine bastıran Orduspor'du.
İkinci devre de kısa süre aynı görüntüde başladı. Ama yavaş yavaş ev sahibindekyorgunluk belirtileri ortaya çıktı. Sağlam takım savunması sergileyen Galatasaray bu yarıda bölüm bölüm gole yakın ataklara başladı. Kazım ile ikinci golü de bulunca rahatladı ve üç puanı garantiye aldı.
Tabi ki her maçta iyi futbol oynanacak diye bir kural yok. Ama Galatasaray galibiyet serisine devam etti. Bence dünkü üç puanın en önemli nedeni bilhassa zor geçen ilk yarıda defans-orta saha bütünleşmesiyle uygulanan çok başarılı alan daraltan savunma kurgusuydu. Sürekli hücumu düşünen Orduspor'un net tek pozisyon dahi bulamaması bunun belgesiydi.

TERİM ADALETİNİ GÖSTERDİ
Fatih Terim ilk değişiklik hamlesinde Engin'i sahaya sürdü. Tabi ki çıkarması gereken oyuncu çift santrfordan birisi olacaktı. Normalde Elmander çıkmazdı ama dün gece Baros çok gayretliydi, her maçta da öncelike Baros'u dışarı almak bu futbolcuda moralsizlik de oluştururdu. Bunu düşünen Fatih Terim, Elmander'i dışarı alarak ne kadar deneyimli ve adaletli bir teknik direktör olduğun bir kez daha göstermiş oldu.
Orduspor elinden geleni iyi niyetle yaptı ama sezon başından beri gol yollarında çektiği sıkıntı ve rakibin başarılı takım savunması karşısında daha fazlasını yapamadı.