Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Çatlak düdük, Şarkozi'den madalyayı hak etti

Çatlak düdük, Şarkozi'den madalyayı hak etti

Fransa'nın şu günlerdeki kepazeliği karşısında, hepimiz ortak bir tavır içindeyiz.

Siyaset âleminin bütünleştiğini görüyoruz.

Uyduruk soykırım tasarısıyla ilgili olarak, ülkemizin sanayicisi, tüccarı, esnafı, akademisyeni, basın mensubu, amiri, memuru kim varsa, uğradığımız bu haksızlık karşısında neler yapabileceğimiz üzerine kafa yormakta.

Hiçbir şey yapılmasa bile, en azından bu konunun ortak bir derdimiz olduğunda birleşiyoruz.

"Millî birlik ve beraberlik" dedikleri bu olsa gerek.

Fransızlara ve bilhassa Çarkozi'ye teşekkür etsek yeridir.

*

Hiç değilse kederde ve tasada bir bütün olduğumuzu gördük.

Fransızların bu hamlesini erken fark ederek daha önce harekete geçebilirdik.

Etkili tedbirler alabilirdik.

Ekonomik ve siyasî açıdan Farkozi'nin elini zayıflatabilirdik.

Kendi anayasalarına dahi aykırı davrandıklarını ortaya sermek mümkündü.

Fikir özgürlüğünün giyotine gönderildiğini ispatlayabilirdik.

Tarkozi'nin koltuk uğruna Türkiye'ye ve tarihe karşı haksızlık yaptığını Fransız kamuoyuna anlatma gayreti içinde olabilirdik.

Pek çok açıdan geç kaldık.

İşadamlarımız toplantı yapmak için Paris'teki otelde salon bile temin edemediler.

Artık bundan sonra ne yapabileceğimize bakalım; hazır şu sinerji sağlanmışken.

*

Fransızları oldum olası sevmem.

Markası ve kalitesi ne olursa olsun, bir Fransız arabasını bedava verseler kabul etmem.

Böyle düşündüğümü söyleyince "Salak mısın, bedava veren çıkarsa, al ve sonra götür sat, istediğin neyse onu alırsın" diyen arkadaşıma fazla uzatmadan izah etmeye çalıştım.

Salak olup olmadığımı değil, Fransızları ve Fransız mallarını sevmediğimi anlatma gayreti içindeyim.

*

Sözde soykırım kanunuyla ilgili yeni oluşmuş bir tepki değil bendeki; çok eskiye dayanır.

Bölücü teröristleri aşkla ve şevkle destekleri için.

Ülkemizi işgal ettikleri için.

Cezayir'de çoluk çocuk müslümanları katlettikleri için.

Afrika'yı sömürdükleri için.

Alenen İslam düşmanlığı yaptıkları için.

Yalancı, riyakâr, üçkâğıtçı oldukları için.

Bize zarar vermek adına her türlü rezilliğe imza attıkları için.

Velhasıl pek çok sebep yüzünden uzun süredir kendi başıma tepkiliyim ve boykot halindeyim.

Hepimiz aynı tavır içinde olsaydık, Fransa'ya sattığımızın üç katını ithal ediyor olmazdık.

Şimdi kızıp da Reno'nuzu Pejo'nuzu üzerine benzin döküp yakmaya kalkmayın; o sizin malınız artık.

Bundan sonra almamak yeter.

*

Meclis'te Fransızların yaptığı katliamlarla ilgili bir kanun çıkarmak mı, Fransız konsolosluğu önüne bir anıt dikmek mi, malları toptan boykot etmek mi ne gerekiyorsa yapılmalı.

Ayrıca Yarkozi'deki mikrobun diğer Avrupa ülkelerine bulaşmaması için de gayret göstermeliyiz.

*

Bu arada, içimizde tek tük çatlak sesler de çıkmıyor değil.

Onlardan biri şöyle yazdı dün: "Alan razı. / Veren razı. / Sana ne taaa Cezayir'den? / Allah'ın salağı."

Aklınca "Fransa bize akıl öğreteceğine, Cezayir'de yaptıklarına baksın" diyenlere tepki gösteriyor.

Öyle söyleyen kişi, Başbakan Erdoğan'dan başkası değil elbette.

Biz de "Vay canına" dedik, "ne yürekli adam şu Yılmaz, Başbakan'a bile sözünü sakınmıyor!"

Başbakan ile beraber biz öyle düşünenler de iki satır arasında Allah'ın salağı olduk. Ya kendisi?

Çok puan topladı, çok! O haddini bilmezlikle, bütün Erdoğan düşmanlarından büyük takdir aldı!

*

Bize ne imiş Cezayir'den!

Larkozi duysa öyle söylediğini, çağırıp madalya takar!

"Lejyon dö düdük" madalyası; yetmezse borazan.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi