Mehmet Âkifin alayları keçeli miydi?
Daha önce dikkatimi çekmemiş... Metinbilim Enstitüsü Derneğinin 27 Aralıkta Muğlada gerçekleştireceği Akif Sempozyumu için hazırlık yaparken gördüm. Mehmet Akifin SAFAHATında, bir kelime, yeni harflere çevrilirken yanlış yazılmış.
Yanlış yazılan kelime İkinci Kitap olan Süleymaniye Kürsüsünde geçiyor.
Hani vâiz efendi, dünyanın yarısını dolaşır da, sonunda İstanbula gelir ve sokaklardaki harala-güreleyi görünce şaşırıp kaldığını anlatır ya... Güya hürriyet ilan edilmiştir. Yıl 1908 olmalı. Aylardan da Temmuz sonu veya Ağustos başı galiba... İşte bu kısımda geçer yanlış okunan kelime. Beyit şu:
Eli bayraklı alaylar yürüyor dört keçeli
En ağır başlısının bir zili eksik, belli!
Sorun keçeli kelimesinde.
Erbâbı anlamıştır; bu kelime keçeli olarak anlamsızdır. Ne demek yani Dört keçeli ve eli bayraklı alayların yürümesi?
Bu kelime, 1943ten beri, İnkılap ve Akanın yayınladığı tüm nüshalarda devamlı keçeli yazılmış. İşin kötü tarafı, bu yayınların son dönemdeki editörü Ertuğrul Düzdağdır. Yani eski harflere vukufiyeti tartışmasız biri...
Safahatın telif hakkı süresi 2006da dolunca, dara düşen yayınevi Safahat neşriyatı yapmaya başladı. Tabii her yayın kes-yapıştır yöntemi ile yapıldığından keçeli yanlışı hep tekrar edildi. Akvaryum, Hece, Bordo Siyah yayınlarından çıkan nüshalara baktım... Yetmedi, Ertuğrul Düzdağın eski ve yeni yazılı yayınına baktım... Yanlışlık orada da tekrar edilmiş.
Tabii bu kelimeyi keçe olarak okursanız, hemen aklınıza keçe başlıklar gelir ama bu mısrada keçe başlıkın yeri yok ki... Haydi keçe başlıktan vaz geçip keçe elbise diyelim... Diyelim de, keçe elbise olarak en yaygın olan kepenektir ve onu da çobanlar giyer. O zaman aklınıza İstanbuldaki hürriyet nümayişinde çobanların işi ne? sorusu gelmez mi?
Bordo Siyah yayınlarından çıkan Safahatın sadeleştirmesinde, Eli bayraklı alaylar yürüyor dört geçeli denilerek, sanki sorun çözülmüş... Bu baskıda, yeni harfli metinde keçeli yazılmışken sadeleştirmesinde, güya düzeltiliyor ama sorun halledilmiyor ki... Bugün geçeliden kim anlar?
Kıpçak lehçeleri-Oğuz lehçelerindeki k/g değişimi tartışmasına girmeden, kelimenin doğrusunun geçeli olduğunu söyleyelim. Bu kelimenin anlamı, Türk Dil Kurumunun sözlüklerinde (Tarama, Derleme, Türkçe Sözlük) hep yaka, yan, taraf olarak verilmiştir. En yaygın kullanımı iki geçelidir ve iki yana demektir. Günlük dilde kullanımı pek yaygın değildir ama şu türküde geçtiği için, erbabınca bilinir:
Tek kapıdan çıktım yüzüm peçeli
Ahbaplar oturmuş iki geçeli
Hulusim de alnı sıra perçemli
¥
Neyleyim dünyada dünya malını
Gönül arzu ediyor eski halini
Türküde, ahbapların iki yana sıralanmış şekilde oturduğu söylenmektedir. Buradan hareketle, geçeli kelimesinin sıra hâlinde anlamı da vardır.
Tüm bu izahlardan sonra, Akifin mısraı şöyle okunmalıdır:
Eli bayraklı alaylar yürüyor dört geçeli
Anlamı da şöyle olmalıdır:
Eli bayraklı alaylar yürüyor dört sıra hâlinde
Kelimenin bu anlamı, siyak u sibaka da uygundur. Öyle ya... Hürriyet şenlikleri yapılıyor... Her yerde cümbüş var... Anlaşılan, İttihat Terakkicilerden bir grup da, askerî disipline uyarak dört sıra hâlinde nümâyişe katılıyor.
¥
Şimdi tutup Amr sorar: Hocam on binlerce kelimenin içinde bir tane yanlış okuma varmış. Yaza yaza bunu mu yazacaktınız?
Zeyd cevap verir: Âkif öyle bir pırlantadır ki, onun üzerinde ufacık bir toz zerresine bile tahammül edilemez.
¥
Not: Bu yazı facebook ortamında, Hüsrev Hatemi, Memduh Cumhur, Engin Toprak ve Asilhan Şahinin verdiği bilgilerle yazılmıştır. Demek ki Facebook, akademik olarak da kullanılabilirmiş.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.