Bir yandan Fransa'nın Ermeni meselesiyle ilgili yasa tasarısını parlamentoda kabul etmesinden dolayı Türkiye'de gündemin başına bu konuyla ilgili tartışma otururken diğer yandan Irak ve Suriye'de önemli olaylar yaşanıyor. Bu arada Filistin'deki dahilî ihtilafların aşılması için yürütülen diyalog görüşmelerinde de önemli mesafelerin kaydedildiğini görüyoruz. Ancak bu görüşmelerden çıkan sonuçların Türkiye'deki medya tarafından kamuoyuna yansıtılması konusunda birtakım yanlışlar yapıldığını görüyoruz.

Bunların bazılarında sonuçlar biraz mübalağalı olarak yansıtılırken bazılarında da hatalı paketler içinde takdim edildiği için hatalı anlaşılmalara ve yaklaşımlara sebep olacağını düşünüyoruz. Bu sebeple diyalog konusundaki gelişmeleri genel boyutlarıyla bizi izleyen okuyucularımızın dikkatine sunmakta yarar görüyorum.

Bazı haberlerde diyalogdan çıkan sonuçların "Hamas - Fetih birleşti" diye verilmesi son derece ilginçti. Oysa bunlar siyasi ve ideolojik çizgileri tamamen farklı iki ayrı siyasi harekettir. Yürütülen görüşmeler de bu iki hareketin değil, Gazze ve Batı Yaka'da ortaya çıkmış iki ayrı yönetimin birleşmesi içindir. Bu iki yönetimin ittifakı konusunda sağlanan anlaşma da masa başında gerçekleşen prensip anlaşmasıdır. Henüz fiiliyatta bir birleşme gerçekleşmiş değildir.

Yine bazı haberlerin başlıklarında "Hamas, FKÖ'ye girdi" ifadelerinin kullanılması dikkat çekiyordu. Oysa FKÖ konusu diyalog görüşmelerinin ana maddelerinden birini oluşturmakla birlikte şimdilik uzun süreden beri muattal halde olan bu örgütün yeniden yapılandırılması konusunda bir prensip anlaşması sağlanmıştır. Yeniden yapılandırılacak FKÖ'de Hamas ve İslâmî Cihad Hareketi gibi daha önce örgüt bünyesinde yer almayan direniş gruplarının da yer alması prensipte kabul edilmiştir.

Fakat İslâmî Cihad'ın ileri gelenlerinden Halid el-Bataş'ın da konuyla ilgili açıklamasında dile getirdiği üzere maksat yeni bir üyelik değil İslâmî hareketin ilkelerinin de nazarı dikkate alınacağı, FKÖ çatısı altında bir araya gelecek tüm oluşumların katılımına göre şekillenecek bir yeniden örgütlenmedir.

Filistin'deki dahili ihtilafın temelinde, 2005 sonunda gerçekleştirilen seçimlerde Hamas'ın gösterdiği başarıyı Fetih'in kabullenmek istememesi sebebiyle özellikle güvenlik organlarını parlamentonun oluşturacağı hükûmetin kontrolünden alıp doğrudan başkana bağlamaktan ve sonra da bu organların halkın güvenliğiyle ilgili sorumluluklarını yerine getirmek yerine ellerindeki silahları sivil yönetime karşı şiddet estirmede kullanmalarından doğan anlaşmazlıklar yer alıyordu.

Bu anlaşmazlıkların 2007 Haziran'ında kavgaya dönüşmesi sonucu Hamas'ın Gazze'de kontrolü ele geçirmesi üzerine Fetih'in adamları da Batı Yaka'ya taşınarak Ramallah'ta ikinci bir hükûmet kurmuş ve bu yüzden iki ayrı Filistin hükûmeti ortaya çıkmıştı. Dolayısıyla diyalog görüşmelerinin ana meselesi de işte bu iki başlılığın giderilmesi ve yeniden tek hükûmete gidilmesidir. Bu konuda bir prensip anlaşması sağlanmıştır. Fakat bu masa başında sağlanan bir ittifaktır.

Yol haritasının çizilmesi ayrıntıların konuşulması merhalesinde olacak ve asıl başarı uygulamaya geçirilmesi merhalesinde görülecektir.

Öncelikli ikinci konu ise siyasi tutukluların serbest bırakılmasıdır. Filistin direnişi bir yandan siyonist işgal devletinin zindanlarındaki tutsakların özgürlüklerine kavuşturulması mücadelesi verirken öbür tarafta Abbas yönetimiyle işgal devleti arasındaki güvenlik işbirliğinden dolayı özerk yönetimin zindanlarında tutulan yüzlerce siyasi tutuklu var. Onların serbest bırakılması konusunda daha önce de ittifak sağlanmıştı. Son görüşmelerde bu konuda yine olumlu adımlar atıldı. Ama henüz uygulama merhalesinde beklenenler gerçekleşmiş değil.

Çözüme kavuşturulması için çaba sarf edilen öncelikli konulardan biri de yine sözünü ettiğimiz bölünmeden dolayı atıl duruma gelen Filistin parlamentosunun tekrar aktif hale getirilmesidir ki bu konuda da bir prensip anlaşması sağlanmıştır. Ancak parlamentonun yeni dönem üyelerinin belirlenmesi için genel seçimlere gidilmesi konusunda sağlanan prensip anlaşmasının uygulamaya geçirilmesi konusunda da müspet ilerlemeler sağlanması muvafakatin devamıyla mümkün olabilecektir.