Zulüm Düzenleri ve Filistin Direnişi
Filistin davası haşin, insafsız üvey anne eline kalmış, hem mahallenin çocukları tarafından horlanan hem de üvey annesi tarafından sürekli dövülen yetim çocuk gibidir. Üstelik o üvey anne, verdiği kuru ekmek karşılığında bir yetime bakmanın itibarını kullanmaya, herhangi bir haksızlık yaptığı zaman bakın ben, herkesin sokağa bıraktığı, üstelik sokakta da iteleyip horladıkları yetime bakıyorum! diyerek çirkin işlerinin üstünü örtmeye çalışıyor.
Irak, Kuveyti işgal ettiğinde FKÖ lideri Yasir Arafat, ABD saldırısına karşı Saddamı destekledi diye Kuveyt emirinin adamları yurtlarına döndüklerinde yüz binlerce Filistinliyi işkence ve zulümle ülkelerinden çıkardılar. O zaman karakollar yetmediği için Filistinlileri okullara doldurup korkunç bir şekilde işkence etmişlerdi. Öyle ki okulların civarında oturanlar duydukları çığlıklar yüzünden günlerce huzursuz olduklarını söylüyorlardı. Hamasın şu anki Siyasi Birim Başkanı Halid Meşal ve ailesi de o zaman Kuveytten çıkarılanlar arasındaydı.
Meşal oradan Ürdüne geçti. Sonra Ürdündeki Hamas temsilciliği kapatıldığı için tüm siyasi birim üyeleriyle birlikte sürgün edildi ve Şama yerleşmek zorunda kaldı.
Trablusta bir banka soygunu gerçekleştiren altı kişilik grup 35 bin Filistinli mültecinin yaşadığı Nehrul-bârid mülteci kampına girdiği için Lübnan ordusu mültecileri boşaltarak kampı yerle bir etti. el-Kaidenin Lübnan ve Suriyedeki bir kanadına mensup oldukları ileri sürülen banka soyguncusu altı terörist de bu şekilde katledildi. Olaydan sonra Beyrutu ziyaret ettiğimde şehrin en meşhur caddelerinden olan Hamra Caddesinde Kahraman ordumuzu kutluyoruz - Hamra esnafı diye kocaman pankartlar dikkatimi çekmişti.
Beyrutun güneyinde bir araştırma merkezinde tanıştığım bir akademisyenle bu yıkım olayını uzun süre tartıştığımda bana söylediği son söz şu olmuştu: Bu kişileri biz yeterince sırtımızda taşıdık, biraz da diğer Arap ülkeleri taşısın! Kastettiği, yetmiş iki ayrı iş alanında çalışmaları yasak ve iki kişinin yan yana geçemediği daracık sokakları olan, altyapı hizmetlerinden büyük ölçüde yoksun mülteci kamplarında yaşamaya mahkum Filistinli mültecilerdi.
O araştırma merkezinden otele dönerken bindiğim taksinin şoförüne bu korkunç vahşetten duyduğum üzüntüyü dile getirdiğimde adam beni dövmeye kalkıştı ve ordumuz haklıdır dedi. Peki, bir apartmanın içine birkaç fare girse o fareleri imha etmek için apartmanın tümünü yıkar mısın? diye sorduğumda da yıkarım dedi.
Birkaç ay sonra İHH yetkilileriyle birlikte Trablusu ziyaret ettiğimizde yıkılan Nehrul-Bâridden çıkarılmış insanların ne kadar perişan olduklarını görmüştük. Evleri yıkılanların çoğu yine bu şehirdeki Beddavi mülteci kampına nakledilmişlerdi ve okullarda bir dersliğe dört aile düşüyordu. Dolayısıyla dersliklerin her köşesi bir aileye tahsis edilmiş, araları da kalın perdelerle bölünmüştü.
Yasir Arafat işgal rejimiyle özerklik anlaşması yapınca Libya lideri Kaddafi ülkesinde yaşayan Filistinli mültecilerle alay ederek sizin artık devletiniz var gidin kendi ülkenizde yaşayın diye birçoğunu sürgün etti. Onların Filistine dönme imkânları olmadığını Kaddafi de biliyordu ama güya böyle yapmakla Arafatın işgal rejimiyle anlaşmasını protesto etmiş oluyordu.
Irakta Saddam rejimi devrildikten sonra işgalcilerle işbirliği yaparak Bağdatta kontrolü ele geçiren militanlar Filistinlilerin evlerine baskınlar düzenleyerek Siz Saddamla işbirliği yaptınız! diye saldırdı ve hepsini ülkeyi terke zorladılar. Onlar da Irak - Suriye sınırında çamurların arasında aylarca yaşadıktan sonra Güney Amerika ülkelerine nakledildiler. Onların Saddamla işbirliği ise verdiği evlere yerleşmekten ve Irakta yaşamayı kabul etmekten ibaretti.
Şimdi de Suriye rejimi kendi halkına uyguladığı zulmü meşrulaştırmak için Filistin davasını kullanmaya çalışıyor. Bu amaçla muhtelif çirkin uygulamalara başvurdu. Ama en çirkin olanlarından biri Suriye televizyonunun Hamas lideri Halid Meşalin ağzından söylemediği sözleri söyletmesi oldu. Meşal iddiaları kesinlikle reddetti ama tabii Filistin direnişini Suriyedeki zulmü meşrulaştırmada kullanmaya çalışanlar açısından iddiaların asılsız olması çok da önemli değil.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.