Kaçakçılık ve Komutanlar
Acı büyük olunca bazı meseleler görmezden mi geliniyor acaba? 35 insanın ölümünü haklı gösterecek bir argüman peşinde değilim. Bilakis, dünkü yazımda da önemle altını çizdiğim gibi, tek temennim, bu işin bir an evvel aydınlatılmasıdır.
Hatta savcılığın soruşturmasını engellemeyecek biçimde Devlet Denetleme Kurulunun da harekete geçirilmesi gerektiğini düşünenlerdenim.
¥
Birileri, 90lardaki kirli savaşın siyasi mirasına Tayyip Erdoğanı da ortak etmeye çalışıyor olabilir. Ama Erdoğan ne Mesut Yılmazdır, ne de Tansu Çiller.. Hele Erdoğan bir Demirel hiç değildir. Bu işin çözülmesini, PKKdan da, onun siyasi uzantılarından da, statükocu çevrelerden de, CHPden de çok ister Erdoğan.. Çözecektir de.. Ama şu da dikkatlerden kaçmasın; ne hikmetse birileri hep Erdoğan ve arkadaşlarını savunmaya zorluyor.. Bu son olayda da. Bakın herkes hükümeti topa tutuyor. Oysa manzara net.. Birileri kaçakçılık amacıyla sınır ihlali yapıyor, birileri bu ihlale göz yumuyor, birileri birilerinin göz yumduğundan habersiz operasyon yapıyor, 35 kişi ölüyor. Ertesi gün ise şu konuşuluyor; yerel komutanlara sorulsaydı, onlar bu geçenlerin terörist olmadığını söylerdi
¥
Bölge realitesi dikkate alınacak olursa söylenenler doğrudur.. Köylü geçimini, adına sınır ticareti dediği kaçakçılıktan sağlıyor.. Ahmed Arifin, 33 Kurşun şiirinde dediği gibi; ...Bilmezlikten değil, Fıkaralıktan, Pasaporta ısınmamış içimiz. Budur katlimize sebep suçumuz..... Bu orası için son derece uygun. Köylü çıkar öbür yakaya gider (bize göre komşu ülke sınırları olan o yere), katır ya da eşek sırtında çay, sigara, mazot getirir. Bunu da bu yakada satar. Ve bu ticari hareketliliği herkes bilir.. Herkesin bildiği şeyin ne olduğunu bir daha tekrarlamakta yarar var.. Türkiyeye kaçak mazot girişini. Kim biliyor? Yerel komutanlar deyip, işi şahsileştirmeden geçemezsiniz..
¥
35 kişinin ölümü ayrı bir mesele, bu mesele apayrı bir mesele.. Yerel komutandan kasıt, sızmanın meydana geldiği sahayı sorumluluk bölgesine alan karakolun yöneticileri. En azından bir astsubay ve bir yedek subay ya da teğmen.. Bu kişilere, söz konusu karakolun da sorumlusu olan bölük komutanı yüzbaşıyı da ekle.. O bölük de muhtemelen sınıra yakın bir yerlerdedir.. (Uludere ya da Ortasu özelinde söylemiyorum. Genelde hudut birlikleri ile alakalı olarak tespit yapıyorum) Yüzbaşının yanı sıra aynı bölükte en azından bir bölük astsubayı ya da takım komutanı da olacak. Ve bunların hepsi yasalarımızın suç saydığı bir eyleme her gece tanık olacaklar ancak bir nedenle bunu rapor etmeyecekler. Soruyorum şimdi; Hangi nedenle?.. Hangi nedenle bu sızmalara sınır karakolları ve bölük karargahlarınca göz yumuluyor? Yoksa bu ticaretten çıkarı olan askeri personelimiz mi var sınır birliklerinde. Hiç aklıma getirmek istemem ama, gerçekten üç kuruş komisyon için sınır ihlallerini görmezden gelen bir tek asker bile varsa bu ülkede, artık geceleri rahat uyuyamayacağım. Hangi komutan; Ankara kendi başına iş yapmış. Bize danışsalardı, sınır dışında köylüler olduğunu biliyorduk, söylerdik beyanatını verdi gazeteye?.. Bu komutan acilen bulunmalı ve bu göz yummanın, görmezden gelmenin sebebi hemen sorulmalı. senin kaçakçın, benim kaçakçım mı var bu ülkede?.. Hangi kaçakçılık makbul, söylesinler o vakit.. Savcılık soruşturması sonrası bu göz yumma meselesinin, askeri istihbarat unsurlarından biri olduğu sonucuna varılırsa hiç şaşırmam. Fakat vicdanımda meseleyi halletmiş olmayacağım.
TRT RADYO 1DEYİM
Radyoculuk (bilen bilir) benim için çok önemli bir yerdedir. İlk kez mikrofona çıktığım 1993 yılından bu yana, (zaman zaman uzun molalar versem de) çok fazla ayrı kalmadığım bir mecradır radyo.. Kendimi en özgür hissettiğim yerdir radyo stüdyosu. Şimdi bir kez daha mikrofondan seslenmeye başlıyorum.. Bugünden itibaren her gün saat 12:00den 13:00e kadar, TRT Radyo 1de, Ersoy Dede ile Haber Yorum programında da buluşabileceğiz. Görüşmek üzere. Kalın sağlıcakla.