Oyunlar Arasında Kalan Mazlum Halk
Şam'ın Meydan semtinde bu kez sivil kalabalıkları hedef alan bir bombalama eylemi gerçekleştirildi. Baas rejiminin resmi televizyonu olayın intihar saldırısı olduğunu ileri sürdü. Bu tür saldırıların da ikincisi. Birincisinde istihbarat teşkilatının merkezi hedef alınmıştı. Birincisinin tam da Arap Birliği'nin sözde gözlemci heyetinin Suriye'yi ziyaretinin hemen öncesine denk gelmesi düşündürücüydü. Doğal olarak saldırı gözlemci heyetin istikametini de belirledi ve ilk ziyaret mekânları onun hedef aldığı yer oldu.
İstihbarat merkezini hedef alan saldırıyla Suriye'deki özgürlük mücadelesinin imajının yıpratılması ve meşru mücadeleyi bir terör hareketi olarak lanse etme amacına yönelik antipropaganda faaliyetleri de hızla başlatıldı ve güya Müslüman Kardeşler'e ait olduğu ileri sürülen bir web sitesinde bu cemaat adına üstlenildi. Fakat Müslüman Kardeşler, hızla müdahale ederek oyunu bozdu. Eylemi üstlenen sitenin kendilerine ait olmadığını, böyle bir eylemi de kesinlikle üstlenmediklerini ve onaylamadıklarını bildirdi. Cemaatin lideri Muhammed Riyad Ebu Şekfa da eylemin Baas rejiminin kendi oyunu olduğunu, eylem öncesinde merkezdeki resmi görevlilerin boşaltılıp muhalif tutukluların doldurulduğunu dile getirdi.
Arap Birliği'nin sözde gözlemci heyetinin incelemeleri sürdürdüğü ve özgürlüğüne kavuşmak isteyen halkın da 6 Ocak 2012 Cuma günü "Uluslararası boyut kazandırmak istiyoruz (et-Tedvilu matlabuna) Cuması" adıyla gösterilere hazırlandığı günün sabahında Şam'ın tarihî mekânlarından Meydan mahallesinde Hasan Camisi yakınında bir bombalama eylemi gerçekleştirildi. Devletin resmi haber organları eylemin bir intihar saldırısı olduğunu bildirdiler. Ancak başlangıçta eylemin RGB füzeleriyle mi, uzaktan kumandalı bombalarla mı yoksa bir intihar komandosunun üzerindeki bombaları patlatmasıyla mı gerçekleştirildiği hakkında tereddütler olduğu söyleniyordu. En sonunda bir intihar komandosunun bomba yüklü araçla dalış yapması sonucu gerçekleştirildiği açıklandı.
Suriye halkı kendi özgürlüğü için mücadele ediyor ve aynı safta, aynı amaç için özgürlüğe koşan bir kalabalığın üzerine dalış yapacak intihar saldırganının eylemini kesinlikle onaylamayacağı, zaten böyle bir saldırının bu mücadeleye sadece kötülüğünün dokunacağını gelişmelere objektif bir gözle bakabilen herkes tahmin edebilir. Zaten muhalif gruplar tarafından yapılan açıklamalarda bu eylemin halkın özgürlük mücadelesiyle bir ilgisinin olamayacağı ve bunun rejimin kendi oyunu olduğu vurgulandı.
Arabalara yerleştirilen bombaların kalabalık toplulukların içinde patlatılması suretiyle gerçekleştirilen "intihar" eylemleri ise yabancısı olduğumuz bir hadise değildir. Daha önce Irak'ta benzerlerinin çok gerçekleştirildiği ve bu tür saldırılarda bilhassa savunmasız sivil kalabalıkların hedef alındığı hatırlanacaktır. Irak'taki saldırılarda özellikle de mezhep fitnesinin karıştırılmasında işe yarayacak ortamlar tercih ediliyordu.
Burada konu hakkında fikir verici olduğundan, Irak'taki benzeri olaylarla ilgili daha önce de sözünü ettiğim ve güvenilir bir kaynaktan aldığım bilgiyi aktarmakta yarar görüyorum. Bu bilgiyi hadiseyi bizzat yaşayan kişinin tanıdığından aldığımı hatırlatayım.
Geçmişte Irak ordusunda görev yapmış tecrübeli bir subayı işgal güçlerinin karargâhlarından birine çağırıp kendisine kurulan yeni orduda görev alması teklifinde bulunuyorlar. Ancak eski subay bir müddet süren konuşma ve pazarlıktan sonra teklifi kabul etmeyerek çıkıyor. Çıktıktan sonra arabasına binip biraz ilerledikten sonra kafasında bir tereddüt hâsıl oluyor. Arabasını dışarıda bıraktığı sırada adamların bir şey yerleştirmiş olabilecekleri ihtimaline binaen durdurup inerek tetkik ediyor ve uzaktan kumandalı bir bomba yerleştirildiğini görüyor. Acaba o bomba bir kalabalığın arasında patlatılsaydı bu adam da bir intihar komandosu mu olacaktı?
Arap Birliği'nin sinsi oyunlarla Baas vahşetinin üstünü örtmeye çalışması üzerine Şam'da gösteri yapan bir bayanlar topluluğunun taşıdığı pankart dikkat çekmişti. "Ya Rab! Senin kapın dışında bütün kapılar bize kapalı!"
Ne yazık ki öyle! Çünkü bütün pragmatist hesaplar eli kanlı Baas diktatörlüğünün sultasının devamında birleşiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.