Ersoy Dede

Ersoy Dede

Denktaş dua istemişti

Denktaş dua istemişti

Rauf Denktaş; “camiye gidin dua edin. Dua edin ki, fazla çekmeyeyim” demiş eşine.. Çok mu çekmiş, az mı çekmiş Allah (c.c) bilir sadece.. Tek bildiğim, Denktaş’ın, ölüm döşeğindeyken, dua edecek mümin aramış olması etrafında.. Ne acı değil mi? Cuma günüydü dua istediğinde. KKTC’deki kaç camide kaç Müslüman saf tutmuştu acaba? 3 kişi mi, beş kişi mi?

MÜSLÜMAN KKTC HALKI NEREDE?

Neden peki? İsmi Kuzey Kıbrıs “TÜRK” Cumhuriyeti olan bir “devlet” sınırları içinde, kurucu başkanları için dua edecek adam sayısı neden parmakla gösterilecek kadar az.. Çünkü yıllar içinde işlenen politika böyle oldu..

KKTC Din İşleri Başkanı Doç. Dr. Talip Atalay, bundan birkaç ay evvel Adana’da bir konferansa katıldı ve şu tarihi veriyle yüzleştirdi bizi; “...1959’da Kıbrıs’ta 300 cami varken şu anda 190 cami kaldı.. Bizim kurumda çalışanların birçoğu en azından imam hatip mezunu olmalı. Ancak 250 personelden sadece 60’ı imam hatip liseli, 130’u ilkokul mezunu....” Son nefesinde “dua” isteyen Denktaş’ın KKTC’si işte bu..

KURAN KURSLARI’NI BASMIŞLARDI

Yaz kuran kursları açıldığında hangi merkezden yönlendirildikleri tamamen belli olan kimi gruplar bu kursları basıp eğitime engel olduklarında, Denktaş ve onun devamı hareketler ne yaptılar Kıbrıs’ta.. Serdar Denktaş ya da Derviş

Eroğlu?.. Camiler düğün salonuna çevrildi. Çıktı mı sesleri? Engel oldular mı? 1878 yılına kadar Osmanlı himayesinde kalan KKTC’de, o dönem yapılan camiler, vakıflar, tekkeler, hanlar, medreseler nerede? Hadi onlardan geçtim.. Neden ve de nasıl olur da imam hatip açılmaz KKTC’ye?.. Kim engel olur buna?..

KKTC’DE İHL GERÇEĞİ

“Siyasetname”sinden feyz aldığımız, gazetemizin en önemli yazarlarından biri olan Hasan Aksay, 1.MC hükümetinde Diyanetten sorumlu bakandı.. Bir mülakatında bakın ne demiş;

“...Evrensel gizli örgütler, Kıbrıs Türkü’ndeki Milli heyecanın, İmam Hatiplerin, Kur’an Kursları’nın katkısıyla yükselmesini engellemek için, organize hareket etti. O dönemde, ben Kıbrıs’ta din hizmetleri vermek, insanımızı irşad etmek üzere, 18 kadro çıkarttım. Fakat, o kadrolar başka işlerde kullanıldı...” Peki bu engellemeleri kimler eliyle yaptılar?

Merhum Necmettin Erbakan’ın Vakit Gazetesi’ne verdiği bilgiler ise, işin o boyutuyla ilgili ipuçları içeriyor; “...Başta Turhan Feyzioğlu olmak üzere ortaklarımız ve o zamanki Kıbrıs yönetimi, bu işe karşı çıkmışlardı. Feyzioğlu, kendisiyle koalisyon ortağı olarak aynı çatı altında bulunduğumuz dönemlerde, Kıbrıs’a İmam Hatip açıldığı takdirde koalisyondan çekileceğini bile söylemiştir. Kıbrıs’taki yönetim de, bu işe şiddetle karşı çıkıyordu. Öne sürdükleri sebep ise ‘gericilik’ idi. İmam Hatip açmak, Kur’an Kursu açmak, gericilik imiş...”

KÖTÜLÜK YAPTILAR

Ne diyeyim?!.. Direnmeseydi Süleyman Demirel, Turhan Feyzioğlu ve Rauf Denktaş keşke.. Hangi lobilerin, hangi locaların etkisi altında kaldılarsa, keşke kalmasalardı..

Keşke, yüzyıllarca İslam coğrafyasının bir parçası olarak varlığını sürdürmüş olan Kıbrıs’ın dinine diyanetine sahip çıksalardı.. Yine Hasan Aksay’dan öğrendiğim bir bilgi..

Merhum Adnan Menderes, en azından taşıma su ile döndürelim değirmeni diyerek, 7 delikanlıyı alıp Adana’da imam hatip’te okutmuş.. Fakat sonra o imam hatipli gençlerden KKTC faydalanmayı becerememiş.. Her biri farklı birer yol çizmiş kendine..

NE YAPILABİLİR?

Gelelim bugüne.. Bu saatten sonra yapılacak işler sınırlı.. Zira 1974 sonrası ikinci kuşak gençliği kaybetmişsiniz. Şimdi sahaya inseniz, “hedef kitle” diyeceğiniz genç kesimin direnişi çıkacak karşınıza.. Ama usta diyor ki; “durmak yok, yola devam”... Temmuz ayından itibaren, hem de tam da Kıbrıs yüzünden AB ile ilişkileri buzdolabına koyacağız madem, o halde hâlâ yapacak bir şeyler olabilir.. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi