İsmail Müftüoğlu’ndan cevap..
İstanbul Platformu Başkanı ve Adalet eski Bakanı İsmail Müftüoğlu, “İSTANBUL PLATFORMU VE ZARURİ BİR AçIKLAMA” başlıklı bir yazı göndermiş..
Ancak değerli okuyucularımızın İsmail Bey’in cevabi yazısını ve meseleyi daha iyi anlayabilmesi daha için kısa bilgi vereyim..
İstanbul Platformu yaklaşık 2 yıl önce kurulmuş olan bir sivil düşünce kulübüdür.. Platform; Müftüoğlu’nun teklifleriyle, zat-ı alileri, Prof. Dr. Yusuf özertürk, Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ufuk özaydın ve bendeniz Sami özey tarafından kurulmuştur.. Daha sonra da bu isimleri zikredilen kişiler, platforma katılması uygun olan şahısları tespit ederek, platformu üyelere açmıştır..
Şunu açık ve net olarak belirteyim, İsmail Müftüoğlu benim değer verdiğim ve “baba dostu” mesabesinde gördüğüm bir ağabeyimdir.. Bu durumu çok kişi bildiği gibi kendileri de dillendirirler zaten!.. Müftüoğlu’nu gerek yazılarımda gerekse de dost sohbetlerinde siyaset üstü bir yerde görmek istediğimi belirtirim.. Bu konuda yazı bile yazmıştım..
Salı günü yayınlanan yazımda platform hakkında görüşlerimi belirtmiştim.. Bunu yaparken de gazetecilik noktasından hareket ettiğimi zannediyordum ve kesinlikle de samimiydim.. Halen de aynı düşüncedeyim.. Nitekim aynı Yaşar Nuri öztürk, 11 Haziran çarşamba günü Star tv ana haber bülteninde Uğur Dündar’ın konuğuydu ve özellikle başörtüsü takan öğrenci kızlarımızı hedef göstererek, moda tabiriyle “türban” takan hanımların hepsini RAHİBELERE benzetti..
İsmail ağabey anlaşılan o yazıya üzülmüş.. Ancak ben yazımda kendileri için en ufak bir saygısız ifadede bulunmadım.. Netice-i kelam; İsmail Müftüoğlu, şahsi dostlarımın içerisinde her daim başlarda gelir..
Benim penceremden bakıldığında fotoğraf budur.. Şimdi, İsmail Müftüoğlu’nun cevabi yazısını, noktasına virgülüne dokunmadan yayınlıyorum..
-
Sayın Sami özey’in İstanbul Platformu ile alakalı 10.06.2008 tarihli yazısı üzerine, işbu açıklamayı kaleme almak zarureti hasıl olmuştur.
İstanbul Platformu resmi bir kuruluş olmayıp, gönül dostlarının iştirak ettiği sivil bir platformdur. Bu sebeple anayasası yoktur, bazı prensipleri vardır. Bu prensipler ışığında da, ilk günden itibaren; Başbakanlık Eski Müsteşarı Yaşar Yazıcıoğlu, Prof. Dr. Yusuf özertürk, Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Prof. Dr. Deniz ülke Arıboğan, Prof. Dr. Mahir Kaynak, Prof. Dr. Osman Altuğ, Prof. Dr. Yakup çiçek, Prof. Dr. Necip Taylan, Prof. Dr. Burhanettin Can, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Doç. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, Doç. Dr. Emin Gürses, Doç. Dr. Mustafa Budak, TBMM Başkan Vekili Dr. Meral Akşener, Eski Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu, Dr. Cezmi Bayram, Araştırmacı-Yazar Aytunç Altındal, Araştırmacı-Yazar Kadir Mısıroğlu, Araştırmacı-Yazar Muzaffer Albayrak, Araştırmacı Mete Yarar ve son olarak da Prof. Dr. Yaşar Nuri öztürk konuşmacı olarak platformumuza katılmışlar ve kendi görüşlerini beyan etmişlerdir.
Konuşmacılarımızın tamamı, kafa karıştıran kişiler değil, milli ve manevi değerlerle mücehhez, vatanını ve milletini seven insanlardır. Gerek platforma konuşmacı olarak katılan muhterem zevat, gerek platformumuzun mümtaz iştirakçileri, gerekse misafir olarak katılanların hiçbirisi, “tip” olarak ifade edilmesi mümkün olmayan şahsiyetlerdir. Görüldüğü üzere, düzeyli insanların katılımcı olduğu İstanbul Platformu, siyasi ve fikri düşünceleri farklı, ancak tahakkümcü olmayan herkesi konuşturmuş ve iştirakçilerin konuşmacı olarak teklif ettikleri isimlere de açık olmuştur.
Bu açıdan sayın özey’in kurucusu olduğu platformla ilgili bizimle doğrudan görüşmesi mümkün iken, gazeteden ilan suretiyle bizi ziyadesiyle üzdüğü fikirlerine iştirak etmemiz düşünülemez. Zira, platformun çalışmaları son derece tumturaklı, o derecede de seviyelidir. Bu çalışmaları “havanda su dövmek” şeklinde değerlendirmeye tabi tutmak, kanaatimizce son derece haksız ve bir o kadar da üzücüdür.
İki seneye yakın devam eden çalışmalardan dolayı bize intikal eden hiçbir şikâyet olmamıştır. Dolayısıyla, şikâyetlerin bulunduğu şeklinde, meseleyi gündeme taşımanın da maksadını anlayabilmiş değiliz. Platformumuz seviyeli ve düzeyli her düşünceye, her türlü tartışmaya, fikir teatisine açıktır. önemli olan husus, insan aklının hür olmasıdır. Bu çerçevede toplantılarımızda konuşmacılar kendi fikirlerini beyan ettiler, dinleyiciler de karşı görüşlerini veya kendi fikirlerini düzeyli bir şekilde tartıştılar.
Allah her dem yarattığına göre, her dem de farklı yorumlar devreye girer. Geleneksel yorumlardan farklı yorumlar yapılması, meselelerin daha iyi anlaşılmasına vesile olur. Ancak farklı yorumlar, haşa Hz. Eyyüb El Ensari, Akşemsettin, Molla Fenari, Molla Hüsrev, Aziz Mahmut Hüdai, Hayrettin Tokadi, Yahya Efendi, Şeyh Şabanı Veli, Zembilli Ali Efendi, İmam-ı Azam, İmam-ı Şafi, İmam Hanbel, İmam Malik’in, meseleyi düşünmediğini ortaya koymaz.
İstanbul Platformu’na konuşmacı olarak katılanların kitapları, bizim isteğimiz doğrultusunda toplantılara getirilmektedir. Kitapların gelişi konuşmacıların arzusu değil, bizim talebimiz sonucudur. Haksızlıktan uzak durmak, en doğru olanıdır. Dolayısıyla son konuşmacımız Prof. Dr. Yaşar Nuri öztürk’ün hem ziyaret, hem ticaret amacı olmamıştır. Böyle bir anlayış platformumuzun manevi şahsiyetini rencide eder. Bizleri de ticaret ortağı pozisyonuna düşürür ki, şiddetle reddediyoruz.
Platformun hiçbir iştirakçisinin düşünmediği bazı hususları, platform iştirakçileri düşünüyor gibi takdim, ayrı bir haksızlıktır. Bugüne kadar platforma devamında eksiksiz olan tüm platform iştirakçilerine teşekkür de borcumuzdur. Su akmaya başladı, istemesek de göl, arkasından da deniz seviyesine ulaşacak. Platform bütün canlılığı ve ihtişamı ile Eylül’ün ilk çarşamba akşamı iftarla yeniden toplanacak ve çalışmalarına devam edecektir.
Ayrıntılar içinde kalarak sonuca varılamaz.
önemli olan ön açıcı tekliflerde bulunmaktır, boşluğa yumruk sallamak değildir.
İstanbul Platformu Adına
Başkan
İsmail MüFTüOĞLU