Ben Hrant değilim!...
Baştan söyleyeyim... Ben Hrant falan değilim. Elbette Ermeni de değilim... Ne olduğum da önemli değildir... Yer kürede yaşayan bir insanım. Hrant ve Ermeni olmaya ihtiyaç da hissetmiyorum. Kendimi Hrant veya Ermenilerle özdeşleştirip etnik empati yapma kolaycılığına kaçmadan, bu cinayete şiddetle muhalif olduğumu ve kınadığımı söyleyebilmeliyim. Ve söylüyorum da...
Bu tür cinayetlerin acısını, Hrant veya Ermeni olmadan, yüreğimde hissedemez miyim yani?... Kendim olarak bu cinayeti telin edemez miyim?... Bir Türk, bu cinayetin acısını yüreğinde hissedemez mi, kınayamaz mı ve hesap sorulmasını isteyemez mi? Türkler taş yürekli mi yani?...
Bu acıya ortak olmak ve kınamak için, taa baştan Hrant veya Ermeni olmak dayatılmasaydı, toplumun tamamı etnik empati yapmaya gerek bile duymadan direncini gösterebilirdi ama buna fırsat verilmedi... En baştan Hepimiz Hrantız, Hepimiz Ermeniyiz. denince, dayatılan etnik empati psikolojisi, tabii olarak bir toplumsal irkilme yarattı. Ayrıca, telinlerde etnik vurgu yapmak, Türkiyedeki etnik ayrışmaya çanak tutma amacına hizmet etmektedir. Bugüne kadar pek çok Türk, Kürt, Çerkes, Laz, Boşnak katledildi bu ülkede, onlarda vurgulanmayan etnik kökenin, Dink cinayetinde öne çıkarılması, masum bir kozmopolitizm değildir.
*
Hrant Dinkin katledilmesindeki acıyı, yüreğimde hissetmiş bir insanım. Önce insan olduğu için, ikinci olarak da vurulduğunda, fotoğrafa yansıyan tabanı delik ayakkabı için.
Bizim medeniyetimiz, insanının ayakkabısının tabanının delik olmasına tahammül edemez. Biz, tehdidin geldiğini bile bile, bir insanımızın canını koruyamadık. Böyle bir tehdit, dün Hrant Dinke yapılmışsa, yarın bana, sana yapılacak demektir. Burada önemli olan, kim olursa olsun, birisinin tehdit edilmesi ve ardından katledilmesidir. Biz, göstere göstere gelen bir ölümü bile engelleyemiyorsak, sinsice yaklaşan ölüm için hiçbir şey yapamayız demektir. Dink davası, Türkiye için sinsi pusulardan kurtulmak için iyi bir fırsattı ama beceremedik.
*
Cümlenin önüne-ardına da baksanız; metnin tamamını da okusanız, Türkten boşalacak zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeninin Ermenistanla kuracağı asil damarında mevcuttur. cümlesi, masum bir cümle değildir. Maksadını aşan bu cümlede, bir ifade zaafının olduğunu, Dink kendisi de söylüyordu zaten.
Mecazen de olsa, bir milletin kanının zehirli mi, zehirsiz mi olacağına kimse karar veremez. Falanca etnik yapı iyi, filanca etnik yapı kötüdür denemez.
Hrant Dink de maksadını aşan ve ifade zaafı olan bir cümle kullanmış ve hesabını yargıya vermiştir. Bundan ötesi yok... Kimse kendisini yargıdan üstün görmemelidir. Haa... Yargı seni tatmin etmiyorsa, sen de, muhalif olduğun kişinin yöntemini kullanırsın. O kalem kullanıyorsa, sen de kalem kullanırsın. Hem Türk milletinin kanı, gelip geçmiş milyarlarca insandan birinin veya bir kaçının demesiyle zehirli olmaz.
*
Dink davasında, ülke olarak tarihî bir fırsat kaçırdık... Çetenin kuyruğu elimize geçmişti. Çete, tıpkı kertenkele gibi, kuyruğunu bırakıp kaçtı... 5 yıl önce ölen Hrant Dink, bir defa daha öldü ama sinsice pusu kuran çeteleri bulmaya yol açılmadığı için, toplumsal bir yara aldık.
*
Hrant ve Ermeni olmaya gerek kalmadan, bir Türk ve Nâmık olarak, bu cinayetten dolayı, yürek yangınım dinmedi...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.