Bitmesini arzu ettiğim için sormuyorum. Tamamen merak benimkisi. Özellikle memleketlerinin dışında bir yerlerde görev yapan subayların; çoğu aynı nizamiyenin içinde olan subay gazinolarında gece yarısına kadar zaman geçirmesi gece de yine aynı nizamiye sınırları içindeki lojmanında uyuması kalktığında aynı nizamiye sınırları içindeki birliğinde görev yapması, ne kadar sağlıklı? Sosyologların bunun üzerine çalışması gerekir bence.. Aynı askeri birlik içinde olmayabilir de.. Belki akşam mesai saati sonunda bir askeri araçla gidilebilen birkaç km ötedeki bir orduevine gidiliyordur. Fark etmez.. Ama akşama kadar sağ el kepte gezen birinin akşam da aynı emir-komuta düzeni içinde kafa çekmesi güzel mi? Bilemedim.. Biraz sivil insanlarla da içli dışlı olsalar fena mı olur?.. Mesela halka açık meyhanelere neden gitmez subay-astsubay?.. Başka orta kademe bürokrat gidiyor da askeri bürokrat neden sadece kendilerine ayrılmış mekanlarda eğleniyor, yiyor-içiyor?.. Bana sorarsanız öncelikli nedeni para ve hürmet.. Herhangi bir meyhanede; “koş oğlum”, “kap oğlum”, “yakala oğlum” dediğiniz zaman, “müşteri velinimetimizdir” anlayışı içinde bir yaparlar dediğinizi, iki yaparlar.. Abartırsanız koyarlar kapının önüne.. Bir de hesap tabii.. O kadar rakıyı meyhanede içtiğiniz zaman verdiğiniz para ile orduevinde içtiğiniz zaman verdiğiniz para arasında uçurumlar var.. İzah etmeme gerek yok sanıyorum..

ORDUEVLERİNDE YENİ DÖNEM

Bugün bu yazıyı yazmaya beni zorlayan iki gelişme oldu.. Biri orduevlerinde yapılan %500’lük zam haberi diğeri ise orduevlerindeki sınıf ve rütbe farkının ortadan kaldırılması yönünde Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel’in emri ve Genelkurmay II. Başkanı Org. Hulusi Akar imzasıyla ilgili birimlere gönderilen “Sosyal Tesislerin Kullanımı” konulu yazı. Bunlar hiç şüphesiz önemli gelişmeler. Yeni dönemin pozitif hamleleri.. Ama göz boyamaktan başka bir işe yaramayacak işler.. Örneğin yüzde 500’lük zam, orduevinde yapılan görevli ve görev dışı konaklamaları kapsıyor. Ve bu aradaki fark konaklayanın cebinden değil bu iş için ayrılan bütçeden karşılanıyor.. Yani artış sağlandıysa da bu, en fazla bu iş için ayrılan bütçenin daha fazla kullanılması anlamına gelecek bir artış.. Gelelim subay-astsubay-uzman orduevleri meselesine.. Rütbe ve sınıf ayrımını ortadan kaldıran devamlı emirdeki ifadelerden anlaşıldığı kadarıyla, bu yeni düzenlemenin amacı, dayanışmayı artırmak, kaynaşmayı sağlamak.. Askerliğini yapanlar bilirler ki, yüzbaşı ile uzman çavuş arasında kaynaşma falan olmaz.. Orduevinde yan yana içki içen iki kişiden biri uzman çavuş biri yüzbaşı ise uzman çavuş kadehini her seferinde yüzbaşının sağlığına kaldırır.. Ve gece; yüzbaşı “bitti” demeden bitmez.. Bu arada sınıf ve rütbe farkının ortadan kalktığı diğer bir alan ise hizmet sektörü.. “Subay Kuaförü,” “Astsubay Kuaförü,” “General Kuaförü” gibi tabelalar vardır sosyal tesislerde, girenleriniz bilir.. Benim okurlarım biraz zor girerler ama(!) Şimdi o ortadan kalkıyor.. Sözüm ona.. Mesela berber aynı anda içeri giren generali kenarda bekletip, astsubayı tıraş edecek??? Siz de buna inandınız, değil mi?.. Bunlar boş işler değerli okuyucular.. Orduevleri kapatılmadan bu sorun ortadan kalkmaz.. Ne demişlerdi? Bundan böyle hizmet personeli askerden seçilmeyecek, dışarıdan sivil personel ile idare edilecek orduevleri.. Peki o dışarıdan gelen adamın parasını kim ödeyecek? Tabii ki savunma bütçesinden biz ödeyeceğiz.. Bütçe, kalem kalem denetime açık olmadığı için, verilen para örneğin orduevinde rakıya, şaraba, biraya mı gidiyor yoksa BÇG’nin illegal faaliyetlerine, sokak gösterilerine mi gidiyor, hiçbir zaman bilemeyeceğiz.. Böyle göstermelik değişiklikler, iyi-güzel-hoş da, birbirimizi kandırmazsak iyi olur.. Kalın sağlıcakla.