Bir öfkeyi yönetmek
Fransa, Türkleri kızdırdı. Aslında Fransa bu davranışıyla hiç farkında olmadan bize bir iyilik yapmış oldu. Anadolu insanı, Fransada, Avrupada, batıda artık giderek birlikte hareket etme ve kulis gerçeğini, hatta adam kazanma ve harcama tekniğini öğrenecek. Öfkeliyiz, doğru. Fakat bu bir şuursuz tepki olamaz.
Yeni zamanlara girmekteyiz.
21. Asrın daha başındayız.
Batı güneşi, ufkun gerisine çekilmeye başlamışken Türkiye güneşi yükseliyor. Sarkozy, bunun kıskançlığında. Ne var ki kıskançlık adlı insan zaafı, gerçekleri değiştirmiyor. Batı güneşi, aydınlattığı kadar kararttı da. Türkiye güneşi ise tarihte olduğu gibi yine aydınlatacak.
Buradaki öfke millidir, ortak iradenin adıdır. O ortak irade, şimdi hukukla, ticaretle, turizmle, parayla, kültürle her alanda bu yüz kızartıcı Eyfel ayıbına karşı mücadele verecektir. Türkler, Avrupada beş milyon civarında. Ama Türkler artık yalnız değil. Türkler, bir kere daha İslam dünyasının vitrini, sözcüsü ve kendisidir. Paristeki mağribli Müslüman, Sarkozy işgüzarlığı için bu sadece Türklere karşı değil, bütün Müslümanlara yapılmış bir haksızlıktır! diyor. Sen Nehrinin bulanık akışı, sadece Türkleri değil bütün Müslümanları safları sıklaştırmaya teşvik etti.
Fransa moralsiz. Avrupa da öyle. Bu sebeple Fransa başta olmak üzere ırkçı partiler bu cemiyetlere ümit sebebi olmaya başlamıştır. Dikkatini kendinden başkalarına çeviren Avrupanın çeyrek aydını, önce gözlerine inanamadı. Aynaya koştu. Ayna ona yalan söylemedi. Bu hırçınlıkla İslamiyete saldırdı. Bütün batı önce İslami terör diye yalan üstü yalan bir kavram ortaya attı. Ardından habis niyetliler Sevgili Peygamberimizin -aleyhisselam- sözde karikatürlerini çizdiler. Bunlarla 11 Eylül beslendi. Böylece İslamiyete, Müslümanlara karşı doğan yumuşak hava, derin tecessüs ve samimi tefekkür karartılmak istendi. Gerçekte Ermeni soykırım kanunu da İslama nefretin adıdır. Ermeni, soykırım iddiası vs ikinci derecededir. Müslüman Türkler, barbardır demenin dolaylı ifadesi. 1915 bahanesi olmasaydı, başka bahaneler çıkartırlardı.
Öfke yönetimi, para yönetiminden daha az zor değildir. Bu milli asabiyetin ayakta kalması gerekmekte. Ne var ki haklı iken haksız duruma düşmekten de sakınmalıyız. Öfkelerin kontrolden çıkmasına çalışacak yer altı faaliyetleri da eksik olmayacaktır.
O halde hukuka, STKlara, vakıflara, gençlik, işçi ve kültür teşkilatlanmalarına bir kere daha eğilmeli, kaleyi içten fethetmenin dinamik ve çağdaş çarelerine bakmalıyız. En iyi müdafaa taarruzdur. Şimdilerde taarruz kargı, kılıç ve atomla değil güçlü ekonomi, güçlü insan ve güçlü kültürlerle olmakta.
Fransızların Kahramanmaraşta icra ettiği vahşeti şimdilerde film yapmayacaksak ne zaman yapacağız?Bir öfkeyi yönetmek
Fransa, Türkleri kızdırdı. Aslında Fransa bu davranışıyla hiç farkında olmadan bize bir iyilik yapmış oldu. Anadolu insanı, Fransada, Avrupada, batıda artık giderek birlikte hareket etme ve kulis gerçeğini, hatta adam kazanma ve harcama tekniğini öğrenecek. Öfkeliyiz, doğru. Fakat bu bir şuursuz tepki olamaz.
Yeni zamanlara girmekteyiz.
21. Asrın daha başındayız.
Batı güneşi, ufkun gerisine çekilmeye başlamışken Türkiye güneşi yükseliyor. Sarkozy, bunun kıskançlığında. Ne var ki kıskançlık adlı insan zaafı, gerçekleri değiştirmiyor. Batı güneşi, aydınlattığı kadar kararttı da. Türkiye güneşi ise tarihte olduğu gibi yine aydınlatacak.
Buradaki öfke millidir, ortak iradenin adıdır. O ortak irade, şimdi hukukla, ticaretle, turizmle, parayla, kültürle her alanda bu yüz kızartıcı Eyfel ayıbına karşı mücadele verecektir. Türkler, Avrupada beş milyon civarında. Ama Türkler artık yalnız değil. Türkler, bir kere daha İslam dünyasının vitrini, sözcüsü ve kendisidir. Paristeki mağribli Müslüman, Sarkozy işgüzarlığı için bu sadece Türklere karşı değil, bütün Müslümanlara yapılmış bir haksızlıktır! diyor. Sen Nehrinin bulanık akışı, sadece Türkleri değil bütün Müslümanları safları sıklaştırmaya teşvik etti.
Fransa moralsiz. Avrupa da öyle. Bu sebeple Fransa başta olmak üzere ırkçı partiler bu cemiyetlere ümit sebebi olmaya başlamıştır. Dikkatini kendinden başkalarına çeviren Avrupanın çeyrek aydını, önce gözlerine inanamadı. Aynaya koştu. Ayna ona yalan söylemedi. Bu hırçınlıkla İslamiyete saldırdı. Bütün batı önce İslami terör diye yalan üstü yalan bir kavram ortaya attı. Ardından habis niyetliler Sevgili Peygamberimizin -aleyhisselam- sözde karikatürlerini çizdiler. Bunlarla 11 Eylül beslendi. Böylece İslamiyete, Müslümanlara karşı doğan yumuşak hava, derin tecessüs ve samimi tefekkür karartılmak istendi. Gerçekte Ermeni soykırım kanunu da İslama nefretin adıdır. Ermeni, soykırım iddiası vs ikinci derecededir. Müslüman Türkler, barbardır demenin dolaylı ifadesi. 1915 bahanesi olmasaydı, başka bahaneler çıkartırlardı.
Öfke yönetimi, para yönetiminden daha az zor değildir. Bu milli asabiyetin ayakta kalması gerekmekte. Ne var ki haklı iken haksız duruma düşmekten de sakınmalıyız. Öfkelerin kontrolden çıkmasına çalışacak yer altı faaliyetleri da eksik olmayacaktır.
O halde hukuka, STKlara, vakıflara, gençlik, işçi ve kültür teşkilatlanmalarına bir kere daha eğilmeli, kaleyi içten fethetmenin dinamik ve çağdaş çarelerine bakmalıyız. En iyi müdafaa taarruzdur. Şimdilerde taarruz kargı, kılıç ve atomla değil güçlü ekonomi, güçlü insan ve güçlü kültürlerle olmakta.
Fransızların Kahramanmaraşta icra ettiği vahşeti şimdilerde film yapmayacaksak ne zaman yapacağız?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.