Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Bir kadına yatırım efsanesi: Keriman Ece!

Bir kadına yatırım efsanesi: Keriman Ece!

Neden PKK kamplarında kızlar, kadınlar var?

Neden PKK’yı temsil eden partide kadın vekiller, diğer partilere göre yüksek nisbette?

Türkiye’nin inkılâpçıları, gençleri ve kadınları kullanarak Türkiye’yi kendi istikametlerinde değiştirmeyi hedeflediler.

“Ey Türk gençliği” bu projenin bir ifadesiydi.

Bütün devrimci akımlar böyle yapmıştı, hatta Sovyet inkılapçıları bunu daha da ileri götürmüş ve babasını “karşı devrimci” olarak ihbar eden gencin/gençlerin heykelini dikmişti!

“Ey Türk gençliği”nin muadili “Ey Türk ecesi” idi!

Yani kızlarımızı-kadınlarımızı kimliklerinden sıyırıp, değerlerinden soyup piyasaya sürmek.

Bunun için neler yapılmadı? Çok şey yapıldı!

İslâm örtünmeyi gerektiriyordu, cumhuriyet, kadınları örtüsünden çıkarmayı hedefledi. Bunda başarı sağlamak için geliştirilen projelerden biri güzellik kıraliçeliği yarışmaları idi. Bu yarışmaları rejimin İstanbul’daki sadık gazetesi Cumhuriyet tertipliyordu.

“Müslüman” kadın, ilk defa bu yarışmalar dolayısıyla mayolu olarak basında göründü, halkın önüne çıktı. Hicab, iffet, ismet, mahcubiyet kelimeleri böylece değersizleştirildi. (TDK’nun 1945’teki sözlüğünde “hicab” için “utanma anlamına olup pek az kullanılır” açıklaması vardır!)

Dördüncü “güzellik” yarışmasında seçilen Keriman Halis, Belçika’da dünya güzeli seçildi.

Bu seçilmenin muhtelif rivayetleri var.

Bir Müslüman kadının, Osmanlı kadınının, hadi “Türk kadınının” diyelim, soyunmuş olarak, mayolu şekilde Avrupalıların huzurunda arzı endam etmesi, az buz bir başarı değildi!

Onlar Müslüman kadınla asla karşılaşamazlardı. O yüzden de onları hep haremde tahayyül ederlerdi.

Avrupa, Türkiye’nin inkılapçı projesine Keriman Halis’le büyük bir destek verdi. Yüz yıla yaklaşan hayatında Keriman Halis hep bu vechesiyle gündemde tutuldu. Kadınlar için “rol model”di o.

Sabiha Gökçen de öyle! Biri “dünyanın ilk savaş pilotu kadın” idi, diğeri dünya güzellik kıraliçesi!

Türkçe’nin eski kelimelerinden “ece” bu vesile ile anlam değişikliğine maruz bırakıldı. “Ece” o zamana kadar, baş, reis, koca, ihtiyar, yaşlı kadın veya çirkin masal cücesi idi...

Birden ve aniden “kıraliçe” oluverdi!

Ebedî Şef, Avrupa’nın Müslüman kadın üzerindeki zaferini tebcil eden bir konuşma yaptı. (Bu konuşma “Ey Türk ecesi” başlığı ile anılabilir.) İşte o hitabe:

“Türk ırkının necip (soylu) güzelliğinin daima mahfuz olduğunu (korunduğunu) gösteren dünya hakemlerinin bu Türk çocuğu üzerindeki hükümlerinden memnunuz. Fakat Keriman Ece, hepimiz işittiğimiz gibi söylemiştir ki, o, bütün Türk kızlarının en güzeli olduğu iddiasında değildir. Bu güzel Türk kızımız, ırkının kendi mevcudiyetinde tabiî olarak tecelli ettirdiği güzelliğini dünyaya, dünya hakemlerinin tasdikiyle tanıttırmış olmakla elbette kendini memnun ve bahtiyar addetmekte haklıdır. Türk milleti, bu güzel çocuğunu şüphesiz samimiyetle tebrik eder. Cumhuriyet gazetesi bu meselede Türk ırkının diğer dünya milletleri içinde mümtaz (seçkin) olan asil güzelliğini göstermek teşebbüsünü takip etmiş ve bunu dünya nazarında (gözünde) muvaffakiyetle (başarıyla) intaç eylemiştir (sonuçlandırmıştır). Ondan dolayı bittabiî bu vesile ile de takdir ve tebriklerimize hak kazanmıştır. Ayrıca şunu da ilave edeyim ki, Türk ırkının dünyanın en güzel ırkı olduğunu tarihî olarak bildiğim için, Türk kızlarından birinin Dünya güzeli intihap edilmiş (seçilmiş) olmasını çok tabiî buldum. Fakat Türk gençlerine bu münasebetle şunu da tahattür ettirmeyi (hatırlatmayı) lüzumlu görürüm: Müftehir olduğumuz (iftihar ettiğimiz) tabiî güzelliğinizi fennî tarzda muhafaza etmesini biliniz ve bu yolda uyanık bir tekamülün (olgunlaşmanın) mütemadî tahakkukunu (gerçekleşmesini) ihmal etmeyiniz. Bununla beraber asıl uğraşmaya mecbur olduğunuz şey analarınızın ve atalarınızın oldukları gibi yüksek kültürde, yüksek fazilette birinciliği tutmaktır.”

Devir ırkçılık devri idi. Mussolini’nin, iktidarda olduğu, Hitler’in iktidara yürüdüğü devir...

Ey Türk ecesi! Muhtaç olduğun güzellik damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Fakat o ne? Keriman Halis “Ece” Çerkes bir ana ve babadan olmuş! Eğer mesele “ırk”sa, Keriman Halis Türk ırkının değil, Çerkes ırkının güzelliğinin timsali olmalı! Irka dayalı millet tahayyülünün duvara toslamaktan başka alternatifi yok!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi