Altı oktan biri: Laiklik!
“Altı ok” (Rahmetli Osman ağabey (Serdengeçti) “altı”dan sonra başka bir şey söylerdi ya, neyse!) CHP’nin tek parti devri ilkeleridir. Türkiye’nin “parti devleti” olma sürecinde önemli yeri vardır.
Bu önem nereden kaynaklanır?
Altı ok, 5 nisan 1928’de CHP’nin ilkeleri olarak kabul edildi. Bu altı oktan biri “laiklik”tir. Diğerleri nedir? Cumhuriyetçilik, halkçılık, milliyetçilik, devletçilik, inkılâpçılık... Beş gün sonra da, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun, yani Anayasa’nın 2. maddesi değiştirilir.
Bu madde nedir?
“Türkiye Devleti’nin dini din-i islâmdır; resmî dili Türkçedir, makarrı (merkezi, başkenti) Ankara şehridir.”
1928’deki değişiklikte, metinden ilk cümle atılmıştır, yani artık devletin “din”i yoktur. Ama yerine de bir şey konulmamıştır!
Konulmamıştır ama, Devlet “parti devleti” olduğu için, o konulması gereken şey bellidir: Altı ok!
9 yıl sonra Parti, ilkelerini Anayasa’ya açıkça yazmıştır.
5 Şubat 1937’de Türkiye’nin resmî ideolojisi Anayasa hükmü haline getirilmiştir. “Türkiye Devleti cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, laik ve inkılâpçıdır.”
Burada duralım ve düşünelim: Bu hüküm, “din”in yerine ikame edilmiştir. Yani, Türkiye Devleti’nin ideolojisinin dinin yerine konulduğuna başka delil aramaya gerek yoktur!
5 Şubat’ta CHP genel başkanı mesaj yayınlamış: Laikliğin 75. yılını kutlamış!
Demek ki, bu parti bile, diğer 5 ilkeyi fazla iplemiyor! Neden cumhuriyetçilikten, milliyetçilikten, halkçılıktan söz edilmiyor. (Hadi külliyen terk edilmiş olan devletçilik ve inkılapçılığı görmezden gelelim)
Hadi CHP lideri böyle bir kutlama mesajı yayınlıyor, ya Başbakan?
Başbakan da sadece laikliğin 75. yılını kutluyor!
Anayasa 5 şubat 1937’de değiştirildiğinde sadece laiklik ilkesi kabul edilmiş gibi bir idrak körlüğü meydana getiriliyor...
Türkiye, ilk defa sivil anayasa yapmak için enerji sarf ediyor. Meclis başkanı, kurumlardan, kuruluşlardan ve hatta şahıslardan teklif topluyor.
Evet! Darbe anayasalarından, emir kumanda zincirinde hazırlanıp halka tasvip ettirilmiş metinlerden farklı bir “sosyal mukavele” yapacağız.
Bu “anayasa”nın ideolojisi olacak mı?
Eğer anayasanın ideolojisi olacaksa, ki bu ideoloji bellidir, altı oktur, yeni bir anayasa hazırlamaya gerek var mıdır?
Hiç zahmet etmeyelim, mevcut Anayasa ile idare edelim, daha iyi. Çünkü bu Anayasa ile ilgili, toplumda bir kanaat var ve bu da müsbet değil. Bu olumsuzluk anayasanın savunulmasını güçleştiriyor. Ama şimdi teklifler toplayarak, görüşler alarak güya temsil gücü yüksek bir anayasa hazırlanacak, ama bu anayasada da ideoloji, yani 6 ok olacak.
Hani “üstü kalsın!” derler ya! Hayır, tamamı kalsın!
Evet, 1928’de parti altı oku, laiklik dahil kabul etti.
Parti “devlet”ti. Devlet başkanı, aynı zamanda partinin değişmez genel başkanı idi.
Bakın değişmez genel başkan 1930 yılında laiklik ilkesini nasıl yorumladı: Diyanet İşleri Reisi Rifat Börekçi’yi Cumhuriyet Halk Partisi’nin Ankara il başkanı yaptı!
Şen olasın laiklik!
Laiklik takıntısı, Türkiye’nin ufkunu karartıyor. Şimdinin CHP genel başkanı, laikliği kabul edilir kılmak için, açıklamasında değişmez genel başkandan laiklikle ilgili bir cümle de aktarmış.
Bu cümle Atatürk’ün sözü olamaz!
Kelimeleriyle olamaz, üslubuyla olamaz. Kim uydurdu bilmiyorum. Çünkü Atatürk’ün laiklikle ilgili böyle bir cümlesi yok.
Hâlâ yaşayan, o dönemi iyi bilen ve araştıran İsmet Bozdağ’a göre, Atatürk’ün laiklikle ilgili hiçbir sözü yok! Hadi biz göremedik, o 90’lık piri fani de mi görmedi?
Eğer CHP bu sözün kaynağını açıklamazsa, Atatürk’e yalan beyan isnad etmektedir!
Bu da en büyük ayıptır! Daha fenası ahlâkdışılıktır.
Laik olmak ahlâklı olmayı gerektirmiyor demek ki!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.