One minute intikamı
Türkiye, geçen haftanın ikinci yarısını fevkalade sancılı geçirdi. Haber, gündeme hakikaten ağır bir bomba gibi düştü. Özel yetkili savcı Sadrettin Sarıkaya MİT müsteşarı Hakan Fidanı ifadeye çağırmıştı. Sadece o da değil eski MİT başkanı ve daha başka isimler de çağrılıyordu. MİTe dair ağır ithamlar ileri sürülüyordu. Oslo görüşmeleri merkezdeydi. Örgütle MİT temsilcilerinin İsveçin başşehrinde silah bırakmaya dair yaptıkları müzakereler soruşturma konusuydu. Sıralanan ithamlarla Milli İstihbarat Teşkilatı, bölücü örgütün ortağı gibi gösteriliyordu.
Ne olacağı sanki nefesler tutularak takip edildi. Eski ve yeni MİT başkanlarıyla diğer isimler, tabiatiyle savcının davetine gitmediler. Sadrettin Sarıkaya bu defa yakalama müzekkeresi çıkarttı. Fakat bu keskin tasarrufu kendisinin görevden alınmasıyla bitti. Şimdi istifa edip-etmeyeceği merak edilmekte.
Asıl hedefin Hakan Fidan değil, Onun üzerinden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve iktidarı ve Onun üzerinden de Türkiye olduğu çok açıktır. Aslında para uğruna taşeronlaşmış Ergenekon, bir bakıma vur-kaç yapıyor. Bitmediğini isbata çalışmakta. One minute olayından sonra ard arda yediği darbelerle iyice rencide olan İsrailin bu işten uzakta olduğunu düşünmek saflık olur.
Askerde, poliste, istihbaratta, yargıda, medyada Ergenekonun veya kirli menfaat taşeronlarının kazınıp temizlendiğini söylemek mümkün değildir. Öyle olunca dış ilgili istihbaratlardan da alınan destekle bir tezgâh kurulup savcılar oyuna getirilebilmekte.
Uludere muammasından sonra bir de Savcı Krizi yaşanarak, ülkemiz en güçlü durması gereken bir tarihte, yeni anayasa yapma arefesinde iç soğuk savaş görüntüsüne düşürül-müştür.
Bomba ağır olduğu için gürültüsü de çıkarttığı sis de büyük oldu.
O arada da esas gözden kaçtı.
Savcı önüne gelen dosyayla hareket eder.
O dosyadan hareketle geriye doğru gitmek gerekir..
Kim, kimler savcının sırtını sıvazlayıp meydana sürdüyse onları bulmalı. Bir savcı nasıl bilemez? MİT herkesle görüşür. Kaldı ki Oslo müzakerelerinin talimatıyla ve kendi bilgisi dahilinde cereyan ettiğini Başbakan çok önceden açıklamıştı. Diğer taraftan istihbarat elemanlarının bazı çalışmalarını yadırgamanın anlaşılır olması mümkün değildir. Bunlar bazen suçludan daha fazla suçlu gibi hareket ederler. Zaten öyle olmasalar hizmet yapmaları mümkün olmaz.
Bu hadise de farklı bir Şubat darbesi oldu.
Kurumların kokuşarak Ergenekonlaşmış tarafları direniyor.
Dış istihbaratlar boş durmuyor.
Temizliğe devam.
Dikkate devam.
Mücadeleye devam.
Geçmiş olsun
Başbakan sayın Tayyip Erdoğana geçmiş olsun. Cenabı Haktan şifalar diliyoruz. Ameliyata girecekken o arada Fatih Camiîne gelerek Yılmaz Öztunanın cenaze namazına iştirak etme vefasını unutmak mümkün olmayacaktır. O gün orada az sayıda insan vardı, onlardan biri de Başbakandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.