Bu hafta Mehmet Ali Aydınlar-Aykut Kocaman-Rıdvan Dilmen üçgenindeki gündeme oturan son gelişme ve 27 Şubat'taki Genel Kurul hakkında yorum yapmak istiyorum. Çünkü Türk futboluna FİFA ve UEFA'dan gelebilecek ağır cezai yaptırımların tehlikeli boyutlara ulaştığını görüyorum.
Mehmet Ali Aydınlar efendi, kaliteli bir insan. Ayrıca iyi bir işadamı. Sporun senelerdir içinde olduğundan ve sevdiğinden federasyon başkanı seçildiğinde çok mutlu oldum. Ama göreve gelir gelmez, büyük bir sürprizle karşılaştı. Şike soruşturması ülke şartlarını göz önüne aldığınızda Futbol Federasyonu'na çok ağır bir yük getiriyordu. İlerleyen haftalarda Mehmet Ali Aydınlar'ın çok zor süreci iyi yönetemediğini gözlemledim. Bu süreçte hata yapmak çok olağan olduğundan zaten çok eleştirilen Aydınlar'ı eleştirmedim. Ama en son olay kabul edilir gibi değil.

YANLIŞ ÜSTÜNE YANLIŞ
Düşünün bir Federasyon Başkanı son derece hassas, sır saklanması gereken bir konuyu bir kulübün teknik direktörü ve de aynı kulübün eski futbolcusu olan bugünün futbol yorumcusuyla görüşüyor... Duyunca kulaklarıma inanamadım. İş bu kadarla da kalmıyor. Mehmet Ali Aydınlar TV programında Rıdvan Dilmen'e 'Benden özür diledi. Ben de kendisine 'Daha çok özür dileyeceksin' dedim' açıklamasını yapınca işler tamamen karışıyor. Rıdvan Dilmen o gün 3'lü arasında geçenleri kendi programında açıklıyor.
Mehmet Ali Aydınlar'ın hem bu toplantıyı yapması, hem de görevden ayrıldıktan sonra Rıdvan Dilmen hakkında böyle şeyler söylemesi, çok yanlış. Rıdvan Dilmen'e kızıp dışarıya sızmaması gereken detayları açıklaması da Türk futboluna zarar verecek nitelikte.
FİFA ve UEFA Türkiye'deki her gelişmeyi yakından takip ediyor. UEFA'ya aylardır gelen hakaret mailleri var. Fenerbahçe'nin CAS'ta açtığı dava var. Bir de bunlara Rıdvan Dilmen'in açıkladığı, Mehmet Aydınlar'ın söylediği "UEFA ile anlaştık, basında bir şey çıkarsa ikimiz de yalanlayacağız" gibi sözler eklenince bize karşı tetikte ve olumsuz bakış açısında olan UEFA daha da sinirlenecek.

TEK YOL ŞENES ERZİK
Başkan kim olursa olsun, yeni gelecek Federasyon'un da bu işin üstesinden gelebileceğine inanmıyorum. Bu çıkmazdan kurtulabilmenin tek yolu var. O da UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik'in Futbol Federasyonu Başkanı olması.
Bugünkü şartlarda başkan olmak sayın Erzik'in en istemediği şey. Kendisini ikna edebilecek tek kişi Sayın Başbakanımız'dır. Türk futbolunu, Milli Takım dahil ağır bir cezai yaptırımdan kurtarmanın tek yolu bu. Çünkü UEFA'nın ağır cezai yaptırımları için menzil çok kısaldı. Artık her kulüp bunu çok iyi düşünmeli. Aksi takdirde kimse bu vebalin altından kalkamaz.