PKK Kürt JİTEMidir
PKK, 1975lerden beri faaliyet gösteriyormuş. İlk yıllarda, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde, birtakım cinayetler işlemiş ama o günlerde, herkes herkesi vurduğundan, PKK cinayetleri arada kaynayıp gitmiş. Meğer taa baştan beri PKK yöredeki gücünü artırmak ve pekiştirmek için takır takır adam vurmuş. Vurdukları da gene Kürt. Vurulanların suçları, PKK dışında örgütlenmeleri. Rızgari, Alarızgari, Kawa, Özgürlük Yolu, Kürdistan Devrimcileri, Tekoşin gibi örgütlenmeler içinde yer alanlar teker teker öldürülmüş. Tekoşin grubundan Ali Doğan Yıldırımın öldürülmesi ile başlayan bu cinayetlerle, PKK yörede tek militarist güç olmuş.
1979da parti kimliği ile örgütlenen militarist grup, bir yandan başka Kürt örgütlenmelerine mensup olanları katlederken, bir yandan da kendi içinde infazlar yapmaya başlamış. 1995lere kadar, örgüt içi infazlarla yok edilenlerden bazıları şunlar: Celal Aydın, Mehmet Turan, Murat Bayraklı, Suphi Karakuş, Enver Ata, Haki Karer, İzzettin Evcil, Çetin Güngör, Resul Altınok, Mehmet Karasungur, Lamia Baksi, Dilaver Yıldırım, Mahmut Bilgili, Şahin Baliç, Şahin Dönmez, Yıldırım Merkit, Mehmet Şener, Hikmet Fidan, Kani Yılmaz...
Örgütün bizzat katlettiği yöneticilerinden başka, ölüme göndererek veya intihar süsü vererek infaz ettiği Kürt sayısı da çoktur. PKKdan ayrılanlar, Öcalanın, örgütün kurucularından Mazlum Doğanı polisin kucağına, yani ölüme gönderdiğini söylüyorlar. Bunlardan başka, gönüllü veya zorla örgüte katılan pek çok gencin, dağ başlarında taş altı edildiği de, örgütten ayrılanlar tarafından isim isim sayılıyor.
1984 yılında, Eruh ve Şemdinli saldırılarından sonra, silahlı propagandaya ağırlık veren PKK, yörede hâkimiyeti sağlamak için, pek çok Kürdü cezalandırma adıyla katletmiştir. 1985-1986 arasında, örgütün katlettiği Kürtler, daha çok şahıslara yönelik iken 1987den sonra toplu katliamlara yönelmeler olmuştur. Mesela 22 Ocak 1987 günü, Uludere ilçesi Ortabağ köyünde, bir sobanın içine bomba konmuş ve 8 Kürt katledilmiştir. Sonra bunun arkası gelmiştir. 23 Ocak günü Midyattaki saldırıda 10; 20 Haziran günü Pınarcık köyünde kadın ve çocukların da içinde bulunduğu 30; 9.5.1988de Nusaybinin Taş köyünde 11; 26.11.1989da Yüksekovanın Yaka köyünde 21; 11.6.1990 günü Çevrimli köyünde 27; 11.6.1992 günü Tatvanda 13; 1.10.1992 günü Bitlisin Cevizli köyünde; 4.8.1993 günü Mutki köylerinde 28; 25.10.1993 günü Erzurumun Yavi köyünde 35 kişi olmak üzere binlerce Kürt katledilmiş ve bu katliamlardan dolayı binlerce köy ve mezra terk edilmiştir.
PKKnın silahlı propaganda amaçlı katliamlarından başka bir de örgüt içi infazları vardır. PKKdan ayrılanlar, Bekaa vadisinin bir ölüm tarlası olduğunu, yapılan işkenceleri ve Nayloncu Azimeyi anlatıyorlar. Kuzey Irak, Şırnak, Hakkâri, Siirt, Bitlis; Batman, Diyarbakır, Tunceli dağları taş altı edilmiş Kürt gençleriyle dolu. Araştırılsa ne kadar insan kafatası çıkacak kim bilir!... Öcalan, birkaç yıl önceki bir avukat görüşmesinde, 15 bin iç infazın olduğunu söylemişti. İç infazlar, genellikle, hain, ajan, yetersiz gibi suçlamalarla gerçekleştirilmiştir ama asıl sebep Öcalanın egemenliğinin pekiştirilmesidir.
Bir yandan Kürtçü örgütler arası savaş, bir yandan silahlı propaganda amaçlı katliamlar, öbür yandan da örgüt içi infazlarla, binlerce Kürt, bizzat PKK tarafından katledilmiştir. Bizler, yasadışına çıkan JİTEMden ve çetelerden yıllardır hesap soruyoruz. Kürtlerin de binlerce Kürdü katleden, bizzat kendisi JİTEM gibi hareket eden ve en büyük Kürt düşmanı olan PKKdan hesap sorması gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.