Suriye'de hadiseler bütün sıcaklığıyla sürüyor. Baas diktası şiddeti son raddesine kadar kullanarak sultasını korumaya çalışıyor. Bununla birlikte bir yandan da ordusundan kaçışlar, dökülmeler ve dağılmalar devam ediyor. Doğal olarak Suriye'deki sıcak gelişmeler dikkatleri üzerine çektiği için diğer gelişmelerin çoğu onun gölgesinde kaldı. Fakat bu arada siyasi değişim sürecine giren ülkelerde de önemli gelişmeler yaşanıyor.

Arap Baharı rüzgârının etkisiyle dikta rejiminin devrilmesinin ardından siyasi değişim sürecine giren ülkelerin başında Mısır geliyor. Bu ülkede yeni siyasi yapının şekil alması ve rayına oturması için çalışmalar sürüyor. Bunun epey zaman alacağı ve kolay olmayacağı, sancılı bir dönem yaşanacağı tahmin ediliyor.

Mısır'ın değişim sürecinden geçtiği bugünlerde, ülkede en önemli İslâmi hareketi başlatmış bir dava lideri olan İmam Hasan el-Benna'nın şehit edilişinin yıl dönümü idrak edildi. Bugün ülkenin yeniden yapılanma sürecinde sahnede ön saflarda yer alan ve son seçimlerde de en geniş çaplı kitlesel desteğe sahip olduğu ortaya çıkan Müslüman Kardeşler cemaatinin kurucusu Hasan el-Benna 12 Şubat 1949'da Kahire'de sokakta yürüdüğü sırada gerçekleştirilen bir silahlı saldırıyla öldürülmüştü. El-Benna'nın hayatını kaybetmesinde silahlı saldırının yanı sıra hastaneye kaldırılmasından sonra tıbbi müdahalenin engellenmesinin de büyük rolü olduğu tahmin ediliyor. Bu günlerde şehadetinin yıl dönümü münasebetiyle çeşitli etkinlikler düzenleniyor.

Uzun yıllar, diktanın engellemelerine, baskılarına, işkencelerine rağmen çalışmalarını kararlılıkla sürdüren Müslüman Kardeşler şimdi ülkenin siyasi yapısının şekillendirilmesinde söz sahibi olmaya hazırlanıyor.

Mısır seçim sistemi çok karmaşık ve birkaç aşamalı olduğundan henüz parlamento aritmetiği son şeklini almış değil. Ancak hükûmeti kurmaya yetkili siyasi oluşumun Müslüman Kardeşler'i temsil eden Hürriyet ve Adalet Partisi olacağı kesinleşti. Önümüzdeki günlerde de hükûmetin kurulması için çalışmalar başlatılacak.

Müslüman Kardeşler'in genel mürşit yardımcısı Hayrat eş-Şatır geniş tabanlı koalisyon hükûmeti kurma arzusu taşıdıklarını ve bunun için değişik siyasi çevrelerle irtibata geçeceklerini söyledi. Parlamentoda ikinci büyük grubu oluşturacak Nur Partisi'nin ileri gelenleri de koalisyona açık olduklarını ortaya koydular. Bu ikisinin ittifakı parlamentoda baskın çoğunluğu elde ediyor. Ancak Müslüman Kardeşler'in ileri gelenlerinin açıklamaları daha geniş tabanlı bir ittifaka dayalı hükûmet kurmaya arzulu olduklarını gösteriyor. Böyle bir koalisyonla ülkenin yeniden yapılanma sürecinde dışarıdan gelmesi muhtemel baskılara karşı içeride daha güçlü cephe oluşturma niyeti taşıdıkları anlaşılıyor. Eğer farklı siyasi kesimleri bir araya getiren dayanışma hükûmeti kurabilirse halkın ideallerine uygun düzenlemelerde cesaretli adımlar atabilecektir.

Mısır bir yandan çok partili sisteme geçmesinden bu yana gerçekleştirilen ilk dürüst seçim olduğunu söyleyebileceğimiz genel seçimlerden çıkan sonuçlara göre bir hükûmet kurma hazırlığı yaparken bir yandan da cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanıyor. Haziran'da gerçekleştirilmesi planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin önümüzdeki Mayıs sonuna alınması düşünülüyor. Yeni cumhurbaşkanının seçilmesinden sonra ülke yönetimini geçici olarak elinde bulunduran Yüksek Askerî Konsey sivil yönetime tamamen devredecek.

Fakat uluslararası güçler oluşacak sivil yönetimin daha bağımsız ve İslâmî duyarlılıklarının güçlü olacağını düşündüklerinden askerî mekanizmanın da tamamen elini çekmemesini istiyor. Bundan dolayı yeni anayasada askerî mekanizmaya geniş yetkiler verilmesi istenmişti ve bu geniş çaplı tepkilere sebep olmuştu.

Bir yandan da eski diktatör Hüsni Mübarek'in yargılanması süreci sürüyor. Onun önümüzdeki ay tekrar mahkeme önüne çıkarılması bekleniyor. Tüm mal varlığını açıklaması karşılığında ülke dışına çıkmasına izin verilmesi için pazarlık yaptığı söylentileri var. Bir yandan da çetelerinin Hürriyet ve Adalet Partisi milletvekillerine, Hüsni Mübarek'in halen tedavi gördüğü Dünya Tıp Merkezi'nden Tara Hapishanesi Hastanesi'ne nakledilmesi durumunda kendilerini öldürecekleri tehdidinde bulundukları bildiriliyor.