Cemaat ve ecmain!
Eskiden cemaat yoktu, ecmain vardı!
1970li yılları hatırlayanlar, bu hitabın neresinde olduklarını da bilirler.
Arapçadan dilimize geçen ve cümle içinde zarf olarak kullanılan bu sözün anlamı, cümlesi, hepsi, tamamıdır. Mesela iyi bir dilekte bulunursunuz, cevabı ecmaindir. Yani, hepimize, cümlemize...
1970lerin siyasetine yeni bir unsur olarak katılan dindarlar, böyle anılmışlardır. Yani onların dışında bulunanlar, bu hitabı sık kullandıkları için onları ecmain veya ecmainci olarak nitelemişlerdir.
MSP bu anlamda bir ecmain hareketidir! Vefat yıldönümü yaklaşan merhum Necmeddin Erbakan da baş ecmainci!
İşe bakın: Daha sonra cemaat olarak nitelenecek hareketin ortaya çıkışı da o yıllara rastlar.
Fethullah Hoca, İzmirde bugünlerde sözü çok edilen bir başlangıç yapar.
Cemaat başlangıçta ecmainin içinde mi idi?
Değildi diyemeyiz. Ama zamanla, tavır ve tarz (yahut da meslek ve meşrep) farkından ötürü yollar ayrılmıştır. Necmeddin Hoca, bütün dini akımları temsil eden bir siyasi yapı için çalışmamış mıdır?
Çalışmıştır. Hatta başlangıçta nurculuğu da temsil etmeye gayret etmiştir. Fakat, nurculuk Menderesten Demirele devredilen bir siyasî tavır alış olarak kendini ısbat etmek istemiştir.
Geçen zaman içinde, nurcuların büyük ekseriyeti partiden yollarını ayırmışlardır. Cemaat de nurculuktan çıkmıştır (neşet etmiştir) ama, münhasıran DPci, Adaletçi, Doğru Yolcu siyasetle kendini tanımlamaktan kaçınmıştır.
Ecmain, Türkiyenin siyasî sistemini Cumhuriyetin ellinci yılında dönüşüme uğratacak bir hamle yapmıştır. CHP ile tarihsel yanılgı koalisyonu kurmuştur. Fakat bir süre sonra CHP bu işbirliğinin ağırlığı altında kalmış ve bu tarihten itibaren devlet merkezli bir ecmain/MSP karşıtlığı oluşturulmuştur.
1980 sonrasında, beklenen merkez sağın iktidar olmasıdır. Merkez sağın kimin liderliğinde iktidar olacağını dahi şimdilerde başı mahkeme ile dertte olan Kenan Paşa tarafından belirlemiştir. MDP kurulmuş, riyaseti de emin ellere verilmiştir: Turgut Sunalp Paşa!
Adalet Partisi reylerinin bu partiye gitmesi için Demirelci partilerin kurulması imkânsız kılınmıştır. Fakat bu arada ecmainden biri, Turgut Özal, işin içine ABDyi felan da katarak bir siyasi parti kurmuştur. 80 darbesinden sonra hesapları altüst eden Anavatan Partisi böylece ortaya çıkmıştır.
Elbette ANAP bir MSP değildir! Turgut Özal da ilk seçimde gösterdiği başarıyı sonraki seçimlerde tedricen gösterememiştir. Bu arada gerçek ecmain hareketi yeniden iktidara yaklaşmıştır. 1993ün sonunda yapılan seçimlerde RP birinci parti olarak çıkmıştır.
Bu, ecmaine karşı mücadeleye iç güçlerle birlikte dış güçlerin de karışması sonucu 28 Şubatı doğurmuştur. Refahyol iktidarı, iç ve dış baskılarla tasfiye edilirken, cemaat, ecmainin yanında olmamayı tercih etmiştir.
Buna rağmen cemaatin başı, Türkiyede yaşama ortamı kalmadığından postu ABDye sermek zorunda kalmıştır.
Ecmainin 28 Şubat sonrası hamlesi Necmeddin Hocasız olduğu için Özal hareketine ve bir anlamda cemaate daha yakın durur. Artık Milli Görüş terminolojisi de terk edilmiştir.
Bir şey daha vardır: Cemaat doğrudan siyasetle uğraşmaz, ama 2000lerin sonrasında siyasete destek verirken, iktidarın kadrolarını yetişmiş elemanları ile oluşturmaya başlamıştır.
Bu verimli işbirliğini ihlal eden durumlar ortaya çıkmamış mıdır?
Cemaat siyasetle uğraşmaz! Siyasetle uğraşmamak da bal gibi siyasettir! Cemaat siyasi bir organ olarak siyasete girse idi, Ak Partinin daha doğrusu Erdoğanın aldığı oyu alabilir miydi?
Bu şüphelidir. Fethullah Hoca kendine farklı bir liderlik çizmiştir ve bunda büyük bir başarı kazanmıştır. Onun bir siyasi lider olarak piyasaya çıkması aynı etkiyi uyandıramayabilirdi. Kendisinin değil de bir vekilinin siyasete atılması da, başarılı olmayabilirdi.
Türkiye cemaatle ecmainin arasının açılmasını gerektirmeyecek kadar büyük bir ülke. Ayrıca dünya siyaseti takip eden cemaatin ecmaine, ecmainin de cemaate ihtiyacı var!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.