Tez-iç ne içti?
Her halde bizim ve sizin gibi çay içmemiştir!
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı…
Bilahire koskoca YÖK Başkanı…
Bir de mason mu ne? (Rivayet öyle).
Bu makam ve mevkidekiler, bu “örgüt” üyeleri ne içer? “İlk ikisi adamına göre değişir”, diyelim. Ya sonuncusu?
Ben çayla iktifa eden bir mason görmedim; gören beri gelsin. Her türlü alkol içebilir. Eğer anayasaya göre “Atatürk milliyetçisi” ise, ulusalcı ise, ulusal içki rakı içer!
Bir de mason teşkilatına girmek için yemin-and içer!
Acaba Tez-iç ve şakirdi olan prof., ne içmiş olmalı ki, şu akıllara ziyan hükme varmışlar?
Prof.Dr. Erdoğan Teziç ile aynı anabilim dalında öğretim üyesi Prof.Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu 28 Şubat döneminde 9 sayfalık bir rapor hazırlamış. Buna göre, din öğretimi alabilmek için reşit olmak şartı aranmalıymış!
Değil mi ya, hani trafik ehliyeti almak için 18 yaş gerekiyor; din trafikten daha riskli bir alan, onun için de reşit olmak gerekir! Reşit olunca arabaya biner, bir duvara toslar kendini öldürebilirsin veya bir dini öğrenmeye başlarsın. İkisi de aynı kapıya çıkar!
Tez-iç ve şakirdi, 1 Nisan 1997’de bu müthiş “ciddi” ve de son derecede “bilimsel” raporu Cumhurbaşkanlığı’na sunmuşlar.
Tabii o zaman Tez-iç henüz YÖK Başkanı değil. Zamanın Cumhurbaşkanı ile meslektaş, ikisi de “duvarcı ustası”. Yani (söylentiye göre) mason!
Bu ikili birbirine çok yakışıyor!
Demirel otuz yıl din istismarı yaptıktan sonra, 28 Şubat dönemde müthiş bir irticasavar rolü üstlenmişti.
Adeta asteğmen Demirel, darbeci paşaların işaretlerine göre iş yapıyordu. Eh bu işleri de memleket “hukuk devleti” olduğu için, hukukçulara danışarak yapıyordu!
Bu husus en iyi kime danışılır? Elbette Tez-iç’e.
Tez-iç bu danışmanın mükafatını almış, daha sonra YÖK Başkanı yapılmış, orada da boş durmamış, cumhurbaşkanı seçecek meclisin 367 ile toplanması gerektiği tez-ini iç-ten bir şekilde ortaya atmış! Tabii Kanadoğlu Sabih ile birlikte!
Biri yargı cephesinde, diğeri ilim cephesinde, hem kazaî hemi de ilmî içtihat; yeme de yanında yat!
Tez-iç ve şakirdi, trafik ehliyeti yaşı fazla bulunursa deyu, işi sağlama bağlamayı da ihmal etmemişler. 11-15 ve 16-18 yaş gruplarının ‘sınırlı fiil ehliyetliler’ olarak ceza sorumluluğu kapsamında tutulduğuna dikkat çekmişler ve “Din ve inanç gibi özgürce seçimi ve kanaat edinilmesi için genel bir asgari bilgi ve kültür birikimini ve belli bir olgunluğu gerektiren münhasıran şahsa bağlı bir konuda, kişilerin farik ve mümeyyiz olma yaşının hiç de alt düzeylerde olamayacağı açıktır” demişler.
Hani, evlenme yaşı 18 sayılır ya, bazı ahvalde bu onaltıya iner. Evlenmeden önce dini bilgiye ihtiyaç yok ki, Tez-iç çok haklı! Evlendikten sonra dini öğretim alırsın, böylece resmi nikâha paralel giden dinî nikâhın da önü kesilmiş olur!
Hay sen çok yaşa Tez-iç!
Tez-iç’in kürsüsü devrimsel açıdan çok mübarek bir kürsüdür! Bu kürsüden gelen anlı şanlı hocalar, Tarık Zafer Tunaya ve Orhan Aldıkaçtı, 1960 ve 1980 anayasalarının mimarlarıdır. Tez-iç de, yeni anayasa yapmamışsa da, anayasayı ve hukuku paspas yapmanın mimarı olarak yad edilmelidir!
Kısacası 28 Şubat’la iyi giden adamlardan biri!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.