Yunanistan darbecilerini yargılayıp hapse koydu, Arjantin öyle. 28 Şubat’ın 12 Eylülden çok daha şiddetli bir darbe olduğu kesin. 27 Mayıstan farkı, onda idamlar olması. Bunda ise iktidarlar, istikballer, itibarlar ve psikolojiler idam edildi. Bu faşist darbe, cemiyeti bir ateistleştirme projesidir. Camiye de cemaate de muhafazakâra da savaş açılmıştı. Entrikanın, zulmün, hakaretin her çeşidi yaşandı. İnsanlar resmen ezildi, binlerce genç ülkesine küstürüldü, beyin göçüne sebebiyet verildi.
Her şey hafızlarda taze, mağdur ve mağdure şahitler hayatta, yüz karası gazete manşetleri ortada. Bu itibarla yapılanları tek tek sayıp dökmeye gerek yok. Şüphesiz ki dâvâlar açılacak, mahkûmiyetler olacaktır. Fakat sadece adli mekanizma işlemeyecek, tarihi mekanizma da işleyecek. Nasıl ki 27 Mayısçılar, sonra da 12 Eylülcüler toplum içine çıkamaz, insan yüzüne bakamaz oldularsa şimdi 28 Şubatçılar da aynı akıbete sürüklenmekte. Tarih onları ceza mahkemelerinden de daha ağır şekilde mahkûm eder.
28 Şubatta kim rol aldıysa...
Cumhurbaşkanı, başbakan, başbakan yardımcısı, milletvekili, parti başkanı, MGK genel sekreteri, rektör, dekan, profesör, genelkurmay başkanı, kuvvet komutanı, cumhuriyet başsavcısı, güya onursal başkan, patronlar kulubü, patronlar, yazar, muhabir, programcı, Ankara temsilcisi, kim ve ne varsa, suç âletleri her ne ise suça iştirak dereceleri asli fail, asli mânevi fail vs. her ne şekilde ise bunlar mahkemeye sevk edilmeli ve hesap vermeliler. Derecattan geçmiş karar son sözdür. Beraat eden temize çıkar, mahkûm olan alnında silinmez bir kara leke taşır...
Burası sahiden bir hukuk devletiyse, sahiden hukukun üstünlüğü mevzubahis ise kimsenin yaptığı yanına kâr kalmamalı. Türkiye, yakın tarihiyle yüzleşme hazırlığında. Bu yüzleşmenin dört başı mamur, eksiksiz ve tavizsiz olması gerekir. Bir gelenek bitiriliyor. Sivilleşme gerçekleşiyor. Dâvâlar için zaman aşımı tehlikesini unutmamalı.
28 Şubat, organize bir terör suçudur.
Savcıların vazifelerini bir an evvel ifa etmeleri gerekir.
Ceza dâvâsında en mühim netice ibrettir. İbret alınan dâvâ sonraki nesillere ders olur. Gücü yettiğini yargılayabilen devletten, herkesi yargılayabilen devlete geldik.
Hukukta ‘bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler’ prensibi yoktur. Hukuk, şüphelinin yakasına yapışır, dâvâ açıldığında şüpheli, sanık olur.
28 Şubat bu darbeye karışanların ortak adıdır.
Ayağa kalk 28 Şubat!
Ayağa kalk ve hesap ver!!!