Nihayet, yetkililer bal konusuna el atma gerektiğine karar verdi. Ne kadar uzun zamandır, televizyon ekranlarında dizi film uzunluğunda reklâm yapıyordu bal firmaları.

Artık o kadar abarttılar ki çocukların bile dikkatini çeker hale gelmişti.

Üç kilosu beş kuruştan bal sattıklarını ilan ediyorlardı.

Yağlı güreş müsabakası anlatır gibi sözün sonu bulunamıyordu bir türlü.

Bir saniyesi bile ciddi miktarda bedel isteyen televizyon reklâmları yayınlatmaya güçleri yettiğine göre, satışlar epeyce iyi seviyede olmalı.

Peki ortada bir gariplik olduğunu görmek için bal sektörünün içinde mi olmak gerekir?

*

Sağlık Bakanlığı o firmalara sipariş vermiş.

Kargo ile gelen ballar tahlil edilmiş ve sahte olduğu anlaşılmış.

Radyo Televizyon Üst Kurulu da işin yayın tarafına el atmış.

Halkın sağlığı ile oynayarak sahte bal üretip satan firmalar cezalandırılacak.

Şimdiden firma isimleri ilan edildi.

*

Maalesef geç kalınmış bir hareket.

Daha ilk gün yapılması gereken işler, aylar sonra başladı.

Sahte bal satışı ve reklâmlarının başladığı tarihi bilmiyorum, belki de yıl hesabı yapmak gerekir.

Burada sadece sahte bal üretip satanlar hatalı değil.

Herkesin payı var bu saçmalığın altında.

Resmî makamların da kusuru bulunduğunu, en azından geç kaldıklarını söyleyebiliriz.

Biz de kusurluyuz.

O miktar balın o fiyata satılamayacağını fark ettiğimiz zaman konuya eğilmemiz gerekirdi.

Ve elbette müşteri konumunda olanlar...

Onların da kusursuz olduğunu kabul edelim.

*

Dünyanın meşhur markaları, iş gücü ucuz olduğu için Çin'de fabrika kurduklarını ve düşük maliyetle çeşitli mallar ürettiklerini biliyoruz.

Giyim, elektronik vb. sektörlerde bu yapılıyor ama aynı şeyi bal üretmek için uygulamak imkân dâhilinde değil.

Bir kilo balı, ne kadar arının, ne kadar sürede üretebileceği aşağı yukarı belli.

Çin'deki arıları ikna edip çok miktarda balı düşük maliyetle üretmek mümkün olamayacağına göre...

Ucuz etin yahnisi yavan olur deriz.

Ya ucuz bal?