Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Kütüphane haftasında “hem çaldım hem de oynadım!”

Kütüphane haftasında “hem çaldım hem de oynadım!”

Meşhur türküyü bilirsiniz:

Hem okudum, hem de yazdım

Yalan dünya senden bezdim!

Geçen hafta, “Kütüphaneler Haftası” idi. Hafta yıldırım hızıyla geçti gitti. Kitap ne, kütüphane ne?

Bunlar çok fazla ilgilendirmiyor toplumu. Daha doğrusu yıllarca böyle olması istendi.

Geçen haftanın esas gündemi 4+4+4 idi. Başbakan bir “Dindar gençlik yetiştireceğiz” lafı ortaya attı. Sağdan soldan bir hayli söz söylendi. Kesintisiz öğretime geçmek için bastıranlar ne yapmak istiyorsa, Başbakan da onun tersini yapmak istiyordu. 28 Şubat kesintisiz öğretimi getirerek imam hatiplerin orta kısmını kapatmış, Kur’an kurslarının devamını imkânsızlaştırmıştı. Hatırlayalım, 28 Şubat’ın son Başbakanı Bülent Ecevit, her sene, kapanan Kur’an kurslarından iftiharla söz ederdi.

Evet! İmam hatiplerin orta kısmı açılacak, Kur’an kurslarının hafızlık öğretiminin engeli kalmayacak... Üstüne üstlük Kur’an-ı Kerim ve siyer orta öğretimde seçmeli ders olacak...

Bu elbette “Kitab”a doğru bir hamle. Kitapların kitabını, onun ahlâk numunesi Peygamber’inin hayatını çocuklarımız –isterlerse- öğrenecekler. “Kitap”, raftan, duvarda asılı olduğu yerden indirilecek, öpülüp baş üzerine konulacak ve okunacak...

“Bütün kitaplar bir kitabın yorumudur” denilir ya, kitaba rağbet için bu başlangıç önemli.

Bunun Kültür Bakanlığı tarafından lâyıkıyla değerlendirilmesi beklenirdi. Malûm kütüphaneler haftası idi. Bazı göstermelik törenler yapıldı, ama kitap ve kütüphane açısından acınacak durumumuz üzerine pek duran olmadı.

“Kütüphaneler Haftası” dolayısıyla hazırlanan rapora göre; bir Japon yılda ortalama 25, bir İsviçreli 10, bir Fransız 7, bir Türk ise 10 yılda ancak 1 kitap okuyormuş!

Japonya’da halkın yüzde 14’ü Amerika’da yüzde 12’si İngiltere ve Fransa’da yüzde 21’i düzenli kitap okurken, Türkiye’de yalnızca binde 1 kişi kitap okuyormuş.

Ha bu binde bir oranını küçük görmeyin! Neredeyse on yıl kadar önce yapılan bir araştırmada, kitap okurumuz binde bir bile değildi. Yanılmıyorsam, onbinde 8 civarında idi. Demek ki, epeyce terakki kaydetmişiz!

Başbakan, milleti Kitab’a yöneltmek isterken, CHP ve BDP muhalefeti, bunun önüne geçmeye çalışıyordu.

Elbette dünya görüşü farkı! Onların hedefleri şöyle basitçe hatırlanabilir: Köylüleri dans ettirmek ve batı müziği dinler hale getirmek...

Hani meşhurdur: Sivas’ta senfoni orkestrası konser vermiş. Konser sonrası halkın görüşlerini almışlar. En çarpıcı cevap şuymuş: “Sivas Sivas olalı Timür zulmünden beridir böyle zulüm görmedi!”

Kültür Bakanı, kütüphaneler haftasında neredeydi?

İzmir’in bir köyünde senfonik müzik konserinde!

“Hem okudum hemi de yazdım” yerine, hem çaldım hem oynadım!

İşe bakın kütüphaneleri yönetmesi gereken Bakan, senfonik orkestrayı yönetiyor! Elinde çubuk (onun gâvurcası var, ama kullanmayacağım) orkestraya yön gösteriyor. Elbette müzisyenlerin Bakan’a bakacak hali yok, onlar zaten ne çaldıklarını biliyorlar.

Sonra da Bakan, orkestranın söylediği bir türküyü seslendirenler arasına katılıyor ve biraz sonra da başlıyor oynamaya!

Yakışır haspaya!

Emin olun onun efkârı, Kılıçdaroğlu’ndan daha fazladır!

O efkâr, köye senfonik orkestra konseri programı konularak hafifletilmeye çalışılıyor!




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi