18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Destanı 6
Bir yılı aşkın süre devam eden Çanakkale savaşları sonunda Türk milleti düşmanlara karşı tarihte emsaline rastlanmayan büyük bir zafer kazanmış, vatan sevgisi ve iman gücünün maddi üstünlükten daha önemli olduğunu bütün dünyaya ispat etmiştir.
Çanakkale'de maddî gücümüz, düşmanın gücüne nispetle çok az idi. Askerimizin bir çoğunun, ayağında postalı dahi yoktu. Ancak Mehmetçiğin manevi gücü büyüktü. İngiliz Ordu komutanı General Hamilton'un:
- Bizi Türkler'in maddî gücü değil, mânevî gücü mağlûb etmiştir. Çünkü onların atacak barutu bile kalmamıştı, şeklindeki itirafı bu gerçeği ifade etmektedir. Hakikaten Karşılıklı siperler arasındaki mesafe sekiz metre, yani ölüm muhakkak... Birinci siperdekilerin hiçbirisi kurtulmamacasına düşüyor. İkinci siperdekiler onların yerini alıyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkül ile biliyor musunuz? Ölenleri görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir tereddüt bile göstermiyor.
Sarsılmak yok. Okumak bilenler Kur'an-ı Kerim okuyor ve Cennete gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler kelime-i şehadet çekerek yürüyor. Sedye ile götürülen yaralı bir asker, komutanının yanından geçerken: "Şehit olamadım paşam!" diyerek üzüntüsünü dile getiriyor. İşte bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren hayret ve tebrike değer bir örnektir. İşte Çanakkale zaferini kazandıran bu yüksek ruhtur.
Çünkü din, vatan, millet gibi kutsal sayılan değerlerin korunmasına çalışırken şehit ve gazi olanlar, ALLAH Teâlâ ve Hz.Peygamber (S.A.V.) efendimiz tarafından övülmüştür:
"ALLAH Teâlâ yolunda öldürülmüş olan kimseler için ölüler demeyin. Bilakis onlar diridirler. Fakat siz iyice anlamazsınız." (Bakara Sûresi: 154)
"ALLAH Teâlâ yolunda öldürülen kimseleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar Rableri katında diridirler. Öyle ki ALLAH Teâlâ'nın lutf u inayetinden kendilerine verdiği şehidlik mertebesi ile hepsi de şâd olarak cennet nimetleriyle rızıklanırlar. Arkalarından henüz onlara katılamayan şehid dindaşları hakkında da: Onlara hiç bir korku yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir, diye müjde vermek isterler. Onlar da ALLAH Teâlâ'dan gelen bir nimetle, hatta daha fazlasıyla ve ALLAH Teâlâ'nın, mü'minlere olan mükâfatını zayi etmeyeceği müjdesiyle de sevinirler." (Al-i İmran Sûresi: 169-171)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.