Sadece darbeciler için idam cezası geri gelsin
Bazı insanların yaptığı yasalarla başka bazı insanların suçlanıp cezalandırılmasını doğru bulmuyorum. Üstelik bu cezalandırma idam ise, bunun tasvip edilebilecek hiçbir yanı olamaz. Ancak öyle durumlar olabilir ki, bilânçoyu idamdan başka paklayacak başka bir yol kalmayabilir. şte, slama ve Müslümana karşı yapılmış 28 Şubat Darbesi ve o süreçte yaşananlarda olduğu gibi.
Lafı evirip çevirmeden direkt olarak söylüyorum: İdam cezası geri gelsin; ama sadece darbeciler için... Çünkü darbe yapanlar, bütün bir topluma karşı telaŞsi çok zor suçlar işlemişlerdir; travmalar yaşatmışlardır; o halde yaptıklarının yanlarına kâr kalmaması lazımdır. Bu kapsamda, eğer 28 Şubat Cuntası, sadece askeri kanadıyla değil, sivil unsurları da dahil olmak üzere bütün bileşenleriyle cezalandırılmazsa, bu iş paklanmamış olacak ve davanın bir anlamı da kalmayacaktır.
Şimdi, 28 Şubat Cuntasının sadece Batı Çalışma Grubu adı altında yaptıklarının sadece bir kısmına bakalım. Batı Çalışma Grubu adıyla kurulan darbe komitesi, değişen konsept (Batı Harekât Konsepti) hakkında kamuoyunu bilgilendiriyor, istihbarat çalışmaları yapıyor, kişileri, kurumları, vakışarı, dernekleri, medya organlarını, iş çevrelerini ve şirketleri, eğitim kurumlarını, öğretmenleri, öğrencileri, ben Müslümanım diyen herkesi... Şşliyordu. Batı Çalışma Grubunun hangi kriterlere göre suç tayin edip ona göre istihbarat çalışması yaptığı, hiçbir kanuna dayanmadan MTin ve Emniyetin görev alanlarına müdahale yetkisini kimden ve nereden aldığı, elde ettiği bilgileri ne zaman ve ne maksatla kullanacağı, il ve ilçelerdeki mülki amirlerin biyograŞlerinin çıkarılmasının, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin siyasi tavırlarıyla ilgili değerlendirme ve tesbitlerinin ne işe yarayacağı gibi pek çok sual, karanlıktaydı. Evvela bunların aydınlatılması lazım değil mi?
Batı Çalışma Grubu, bölücü ve silahlı PKKyı ikinci plâna düşürdü, birinci düşman sandalyesine, irtica adı altında, toplumsal birliğin mayası olan İslamı oturttu. Böylece, oluşan rehavet ortamında PKKnın daha da güçlenmesine yardım etmiş oldu.
Vali, kaymakam, belediye başkanı gibi üst düzey yöneticiler ile müdür, daire başkanı gibi diğer mülki makamlarda bulunan görevlilere ait biyograŞler hazırladı, bunların siyasi görüşlerini tesbit etti. l Genel Meclisi ve Belediye Meclisi üyeleri; siyasi partilerin il ve ilçe teşkilatlarının yönetim kadroları; ulusal ve yerel televizyon, radyo, gazete, dergi ve diğer basın yayın kuruluşları; tüm dernekler, vakışar, meslek kuruluşları, işçi ve işveren birlikleri, üniversiteler, okullar, kurslar, öğrenci yurtları, dershaneler tesbit edilerek Şşlendi, takibe alındı. Devlet görevlileri ve sivil toplum örgütlerinin yöneticileri siyasi görüşlerine göre sınışandırıldı ve bilgi formlarına işlendi. Okul, dershane ve kursların kontrol altında tutulabilmesi için subay/astsubay ve güvenilir devlet memurları ile öğretmen eşlerinin gönüllü olarak buralarda görev almaları istendi.
Kimi ordu birlikleri sefere dönük plânların başarı ile uygulanması için hazırlık faaliyetlerini artırmakla görevlendirildi. Ne zaman başlayacağı belli olmayan silahlı mücadele için, içerisinde bulunduğumuz zaman dilimi bir ateşkes dönemi olarak değerlendirilip, muharebeye dönük her türlü hazırlığımızı en yüksek duruma çıkararak ulaşmış olduğumuz seviyeyi muhafaza edeceğiz türünden emirnameler verildi. 28 Şubat Cuntası, toplumun büyük bir kesimiyle topyekün savaşa hazırlanmıştı.
Batı Çalışma Grubu, aynı zamanda Batı Harekât Konseptini oluşturdu. Bu konsept dahilinde İslam adına ne varsa imha edilmesi ve Müslümanların sadece vergi veren, sadece askerlik vazifesini eda eden bir kaynak-malzeme olmaktan öte varlığının olmamasına yönelik açıklamalar yapıldı. Müslümanların açtığı işyerleri yeşil sermaye yaftasıyla Şşlendi.
Laiklik Şkri milli iradenin üstünlüğü Şkrinin üstüne çıkarıldı.
Bütün ülke sathında inŞal ve tepki uyandıracak projeler geliştirildi ve bir aksiyon planı hazırlanarak, silahlı kuvvetler temsilcilerinin dışındaki Atatürkçü kişi ve kurumların sürece katkı için neler yapabilecekleri plânlandı.
Pozitif hukuk bakımından kanunsuz Batı Çalışma Grubunda toplanan farklı kesimlerin bir arada bulunma gerekçeleri vardı:
Bazı askerler, Hükümetin değil bizim dediğimiz olsun istiyorlardı. Bazı siyasiler, partilerinin eriyip siyasi hayatlarının bitmesinden korkuyorlardı. Bazı işadamları, rant kapılarının ardına kadar kendilerine açılmasını ve İstanbul Dükalığına zarar gelmemesini arzuluyorlardı. Bazı sivil grupların liderleri, teşkilatlarındaki saltanatlarının devamına çalışıyorlardı. Rantiyeci medyanın derdi, faizi düşük krediler ve yeni büyük teşviklerdi.
Söyleyin şimdi, en azından bundan sonrası için, darbecilere idam cezası öngören bir düzenleme yapmak gerekli mi, değil mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.