Aradığınız kişi şu anda başka biriyle konuşuyor. Lütfen hatta kalın, bekleyin. Bu arada size biraz müzik dinletebiliriz. Birazdan kastımız, bıkana kadar... Kendiniz de bir şarkı mırıldanabilirsiniz. Ya da daha sonra tekrar arayın.

Eh bir miktar abarttık, bu kadar ayrıntılı değil telefonda açıklama yapan kadının söyledikleri.

Fakat özü bu.

Aradığımız kişinin o anda başka biriyle konuştuğunu söylüyor.

* * *

İyi de nereden biliyorsun?

Ya tam o sırada aradığımız kişi de bizi aramaktaysa?

Karşılıklı iki tarafın telefonu da meşgul.

İşin tuhafı, ikisine de söylenen aynı.

Adam karısını ararken, kadın da kocasının numarasını çevirmişken, iki tarafa da aradıkları kişinin başka biriyle konuştuğu bildiriliyor.

Ne kadar ayıp.

* * *

Adam kıskanç, kadın ondan beter.

"Eşim acaba kiminle konuşuyor" derdine düşmez mi ikisi de?

Bu kadar paranoyak olmanın alemi yok, tamam, insanlık halidir, telefonlar bazen meşguldür.

Hiç kimsenin o derece aşırıya kaçtığını düşünmeyelim.

İyi ama sırf teknik açıdan baksak bile, verilen bilgi yanlış değil mi?

Başka bir cümle bulunmalı.

* * *

Madem aradığımız kişinin başka biriyle konuştuğundan haberin var, kiminle konuştuğunu da bildir!

Oldu olacak, bir adım daha git ve ne konuştuklarını da söyle!

Özel hayatın gizliliğini ihlal etmek durumu çok sakıncalı...

Öyle tabii.

Onu ancak telefonları gizlice dinleyenler yapar.

Fişleme meraklıları...

* * *

Görüyorsunuz, fişlemelerin bugün dahi devam ettiğine dair bilgiler dökülüyor sapır sapır.

Alışkanlıklardan kolayca kurtulamıyoruz.

Kurumlar da insanlar gibi.

Bir defa başlanılmış olan fişleme geleneğinden hemen vazgeçmek zor.

* * *

Kim kiminle nerede ne yapıyor?

Kimin çay parasını kim ödedi?

Niçin?

Yemekler nereden?

Kıyafetler nereden?

Değirmenin suyu?

Düşüp kalktığı kişiler, hayat tarzı, düşünce yapısı...

Nerelere gidiyor, nerelerden geliyor?

İşaretler, notlar, harfler, rakamlar...

Hepsinden önemlisi kanaatler...

Ne kadar güvenilebilir biridir?

Zaafları, alışkanlıkları, zevkleri...

* * *

Huylu huyundan vazgeçerse, fişlemeler de bir gün son bulacaktır.

O günü belki biz de görürüz, kısmet olursa.

Güzel günler görme ihtimali, her gün biraz daha artıyor.

Nasibimizde varsa, yeni bir anayasa bile hazırlanabilir.

Neden olmasın?