Bütün zamanların kutlu doğumu
Dergâh ve tarikatler kapatıldığı halde Mevleviliğe dokunulmadı. Aksine alabildiğine himaye gördü. Zira Mevlevilik diye sunulan sanki bir sahne sanatıydı ve Mevlana Celaleddîni Rûmîyle bir alâkası kalmamıştı. Büyük bir veli ve muazzam bir mütefekkir olduğu halde bazıları için ozan, bazıları için filozoftu. İki husus ön plana çıkartılmaktaydı. Biri ne olursan ol gel! sözü, diğeri de dönme hareketi. Halbuki Mevlana Hazretleri, Kuran-ı kerimin bağlısı ve Sevgili Peygamberimizin yolunun tozu olduğunu ifade ederek kim kendisini bunun dışında tanıtırsa ondan şikayetçi olduğunu yazmıştı. Bu ikaz, şüphesiz ki mübarek velinin bir kerametidir. Bugün Mesnevi müellifine yapılacak en büyük iyilik Onu sahte mevlevilerden kurtarmaktır. Mevlevilik adı altında raks, def, dümbelekle Mevlana yolunu dejenere ettiler.
Kutlu Doğum Haftalarının da dejenere edilmesinden korkmaktayız.
Müslümanlar, 15 asırdır Hicri Takvime göre Mevlid Kandillerinde Sevgili Peygamberimizin -aleyhisselam- doğumunu gönül güzelliği ve bayram coşkusuyla kutlamaktalar. Hatta bazı memleketlerde o gün resmî tatildir.
Hal böyle iken on yıl kadar bir zamandır Türkiyede bir paralel kutlama başladı.
Nisan ayında takvim sabitlenerek adına Kutlu Doğum Haftası dendi.
Şüphesiz ki ve elbette Kâinatın Sultanı, her zaman ve mekânda ve her ân anılabilir. Zaten her mümin O başlar tâcını sohbet ve salevatlarla sürekli zikreder.
Kutlu Doğum Haftasının iyi niyetle başladığından şüphe etmek istemeyiz. Ama yetkililer bir tezgâha mı alet edilmekte, İslam içi bir tahrifat ve tahribat mı yaşamaktayız?
Mevleviliği hülasa olarak anlatmaya çalıştık.
Diğer taraftan ibadetlerde de benzer bozulmalar mevcut:
-Müezzinler, asla ve kata minareye çıkmaz oldular.
-Cemaat sayısı bir elin parmaklarını bulmadığı zamanlarda bile imamlar mikrofonsuz namaz kıldırmamakta.
-Cuma namazlarında hutbeler eskiden olmayan farklı şekillere büründü.
-Merkezî vaaz sistemi garipliği devam etmekte.
-Cuma günleri, bazı camilerde imam, cuma namazından sonra en fazla dört rekat daha kılarak namazı bitirmekte.
-Camiler, tehlikeli bir şekilde sandalye işgaline uğramakta.
Bunlar Peygamberler Peygamberinin şeriatine, ibadet usulüne ve dinine aykırıdır.
Bu abeslikler, Tek Parti zihniyetinin 30lu, 40lı yıllar projesidir. İslamiyetin devamını önleyemeyince alabildiğine bozma niyetine dayanmaktadır.
Şimdi sıra Sevgili Peygamberimizi anmaya mı geldi? diye kaygılıyız.
Kutlu Doğum Haftaları da defli, dümbelekli, rakslı havalara girdi. Dahası da var, bu haftada bale gösterisi bile yapıldı. Evet yanlış okumadınız. Peygamberimizi anma adı altında bale gösterisi yapıldı.
Tekrar soruyoruz:
- Mevlid kandilleri varken Kutlu Doğum haftaları niye?
Sevgililer Sevgilisinin doğumu, bütün zamanların kutlu doğumudur.
Hicri Takvimle anmada bütün zamanlar bereketlenmekte, güzelleşmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.