Sazan avlamak, halk arasında sanıldığı kadar kolay bir iş değildir; incelik ister.

Yerini ve zamanını iyi seçeceksin, uygun derinliği bulacaksın, gerekli olan yemi kullanacaksın.

Yem olarak mısır olur, hamur olur.

Usta balıkçılara sorarsanız, ayrıntılarını öyle bir anlatırlar ki sadece sazan avlamanın tekniği bir saat sürer.

Bakmayın burada iki cümleyle özetlediğimize.

*

Usta ya da amatör balıkçılar dışında, bir de bizim mesleğin sazan avlama usulleri vardır.

Bizde yer zaman konusunda titizlik göstermek gerekmez.

Her mevsim ve her yerde olabilir.

Yem bile şart değil.

Dahası avlama isteği olmadan, sazan avlamak mümkündür.

Kendi karar verir, gelir bir yere takılır ve hiç hesapta yokken bir bakarsınız ki yakalanmış.

Ben her gün birkaç tane yakalıyorum.

Fakat bizim sazanların ızgarası tavası olmaz.

Eğlenceliktir.

Güler geçersiniz.

Ne var ki kimi zaman bazı büyük sazanlar, insanı sinirlendirebilir de.

*

Mesela geçen gün yazının sonuna bir not düşmek istedim.

Hemen bir sazan düştü.

Üşenmemiş, mesaj yazıp göndermiş.

"Yazının sonunda 'hanimiş' diye not konulmaz, 'hamiş' kullanılır. Bunu öğrenin lütfen. Hanimiş'i küçük çocukları severken kullanırsınız."

Ah be kardeşim!

Biz nereden bilelim hamiş kullanılacağını?

Cahillik işte.

Okuduğumuz kitaplarda falan rastlıyoruz bazen ama neylersin aklımızda tutamamışız!

O açıklamanın gelmesi ne kadar faydalı oldu, hemen aydınlandık.

Lakin açıklama biraz kısa olmuş.

Keşke küçük çocukları severken ne şekilde kullanıldığına bir örnek de verilseydi!

*

Bir tarihte kavşaklarda kırmızı ışığa dikkat etmeyenlerin nasıl ciddi tehlikelere yol açtıklarını yazmıştım.

Yeşil ışık sönmek üzereyken ve birkaç saniye içinde kırmızıya döneceği belliyken, hızını artırıp ışık ihlali yapan ve sonra kazaya sebep olan sürücülerden...

Kırmızıda beklerken ise daha yeşil yanar yanmaz korna çalarak öndeki araçları uyaran sürücülerden yakınmıştım.

"Her kavşakta en az bir yavşak bulunur" ifadesi yer alıyordu.

Ertesi gün onlardan biri erinmeden mesaj göndermiş, tepki göstermek için.

*

Örneği çok... İhtimaller de daima yüksek.

İbrahim Kiras'ın dün çıkan "Tayyip Erdoğan Kırk Yıl Gecikti" başlıklı yazısını okuduysa onlardan biri, muhakkak yanlış anlamıştır.

Sazan bunu nasıl anlar ve nasıl tepki gösterir dersiniz?

Elbette doğru anlamaz.

Sazan cinsi "Ne yani, Tayyip Erdoğan, on yaşındayken mi başbakan olacaktı?" demezse, ben bir şey bilmiyorum.