28 Şubat’ta yaşanan bir gariplikle irticacı firmalar olarak lanse edilen ve adları kamuoyuna duyurulup ticari faaliyeti baltalanan, yanılmıyorsam sayıları da 150’yi bulan firmalar olayı idi. Ülker, Çetinkaya Mağazaları, Kombassan başta olmak üzere bir çok firma bir suçlu gibi ezik ilan edilip, bilhassa 750.000 kişilik Türk ordusuna bu firmaların mallarının girişi yasaklanıverdi. Ki sonradan anlaşıldığına göre Eti Bisküvileri’ne OYAK’ın yüzde 30 ortak olduğu ve bu hamle ile Ülker’in tüm ürünlerinin kışlalarda satışının yasaklanarak Eti’ye yol açıldığı ortaya çıktı. Koskoca Türk ordusu kanunlarımıza göre kurulan, vergi veren, istihdam oluşturan yasal firmalar için kanunsuzca bir karalama kampanyası yürütüyordu. Bir gariplik de bu 150 firmalık listede bir de galiba İzmir’den bir meyhanede vardı. Meyhane sahibi ortaya çıkarak Genelkurmay’a meyhane işletmenin nasıl bir irticai faaliyet olacağını soracaktı. Bilenlerin açıklamasına göre ise o meyhaneye daha önce askeri okul öğrencileri gelmişler, kavga çıkarmışlar ve garsonlarla aralarında itiş-kakış yaşanmıştı. Ve meyhane sahibinden de irticacı firmalar listesine adı alınarak güya öç alınıyordu. Yani Allah darbecileri şaşırtmıştı. Bugün Ülker, Kombassan ve Çetinkaya Mağazaları başta olmak üzere o 150 firma 28 Şubatçılar hakkında açılan davada müdahil olmaya hazırlanıyor.

Ne diyelim, cevabı 21. yüzyılın Nefî’si Abdürrahim Karakoç versin:

Hak haklının en mukaddes malıdır

Vermezlerse alacaksın tamam mı?



Uğur Dündar ne yapmış?

Beyaz TV’de bir program. Konuk İbrahim Sadri. Konuşurken nereden konu bağlandı ise kumara geliyor ve programın sahibi bugün bir gazetede yer alan Uğur Dündar’ın yeni çıkan kitabından bahisle orada kumarhanecilerle nasıl mücadele ettiğini anlatınca, yayına gazinocular kralı Fahrettin Aslan’ın oğlu Sacit Aslan bağlanarak Dündar’la ilgili bu iddianın tam tersi olduğunu söyledi. Sacit Aslan, babası Fahrettin Aslan’la o zamanki Hürriyet’in patronu Erol Simavi’nin her akşam yabancı bir şirketin işlettiği turistik kumarhaneye giderek yiyip-içip hesap ödemediğini, kumar oynadıklarını, kazanırlarsa paraları aldıklarını, kaybederlerse para ödemediklerini söyledi. İddialarını daha da ileri götürerek bir süre sonra bu ikilinin kumarhaneden haraç da istemeleri üzerine onların nüfuzundan çekinen kumarhanecilerin zor durumda kaldığını söyleyerek Uğur Dündar’ın Erol Simavi’nin teşviki ile kumarhaneler aleyhinde yazı yazdığını ve adamların da kapılarına kilit vurarak ülkelerine döndüklerini söyledi. Sonradan o kumarhaneyi Net Holding’in sahibi Besim Tibuk devralarak işletmiş. Bu ciddi iddialar karşısında ekranların iyilik meleği Uğur Dündar’ın ne diyeceği merakla bekleniyor.

Zira iddia sahibi sıradan bir kişi de değil. Fahrettin Aslan’ın oğlu Sacit Aslan. Uğur Dündar’ın kumarcılarla nasıl mücadele ettiğini anlattığı kitabın adı da oldukça ilginç, tam Dündar’a göre, “İyi uykular sayın seyirciler.”

Siz siz olun, yine de uyumayın, ninniyi söyleyen Uğur Dündar da olsa!



Çoktandır dik duran bir darbeciye hasretiz

Sayın Çevik Bir, çoktandır sözünün arkasında duran namuslu bir darbeciye hasret kaldık. Ne olur, mahkemede yiğitçe yaptıklarınızın arkasında durun ve deyin ki:

“Evet, biz bu milletin fikrine-zikrine karşı idik. Kendi haline ne zaman bıraksak bizim istemediğimiz partilere gidiyordu. O yüzden suları tersine akıtmaya uğraştık. Biliyoruz, işimiz zordu. Çünkü neredeyse milletin tamamına karşı savaşıyorduk. Ama başaramadık. İlk fırsatta yine deniyeceğiz.”

Böyle diyerek bir kahraman olarak tarihe geçin. Arkadaşlarınızı satmayın. “Erbakan ayağına kurşun sıkmamız için bize emir verdi” gibi deli saçması lafları sakın söylemeyin. Zira böyle saçmalıkları dinleyecek ne hakim, ne savcı bulabilirsiniz.